Ali Özen Şiirleri - Şair Ali Özen

Ali Özen

O güzelim pırıl pırıl
mavi ışıltıların sonsuzluğuna
bakan ve parıldayan
Gözlerini gözlerimde görmek istiyorum.
Yüreğini yüreğimde duymak istiyorum.

Devamını Oku
Ali Özen

........... Ayağımdaki sızı dayanılmaz hale gelince tuttum hastanenin yolunu. Ama hangi servise gitsem doktorlar, ayağıma şöyle bir bakıyor: ''Bizlik bir durum yok, bir de şu servis baksın'' diye başından gönderiyor. Ne yapacağımı bilmez halde servis servis dolaşıyorum.
............Koridora hastaların oturması için banklar konulmuş, hastalar randevu alarak geliyor ve adları doktorun kapısının üzerinde bulunan ışıklı tabelada yandığı zaman içeriye girip muayene oluyorlar. Yani sistem ilk başta Avrupa'daki benzerlerini aratmıyor.
...........Böyle olduğu halde ne zaman hastaneye gitsem doktorun kapısında
bir yığılmanın olduğunu; itişmenin, çekişmenin hiç eksik olmadığını görüyorum.
............-Sen yeni geldin, niye girmeye çalışıyorsun?
.............-Dün geldim, imza işim var.

Devamını Oku
Ali Özen

Sazımıza sözümüze
Güveniriz özümüze
Dünya gelmez gözümüze
Umudun Türküsüyüz biz


Devamını Oku
Ali Özen

Ne yapsam ayaza, buza kesmiş yüreğim ısınmıyor. Kadehe tekrar tekrar uzanıyorum. Belirli aralıklarla aynı devinimleri yineliyorum. Kurtulmak bu yalnızlıktan, iç sıkıntısından arınmak olanaksız mı?
İki büyük pencere odamda, ikisi de eğreti bir naylonla baştan başa kaplı. İkisi de rüzgarın hışırtısıyla yüreğime yansıyor. Duvarlar çatlak çatlak, her dokunuşta sıvalar dökülüyor. Köşede yemek kapları, tencereler, tavalar, yağ ve şarap şişeleri ve bir türlü odun yokluğundan yanmayan sobam. Odayı boydan boya ikiye bölen çamaşır ipi ve sonra defterler, kitaplar, gazeteler.
İçtikçe biraz daha delleniyorum. Biraz daha açılıyorum. Bastırdıkça bastırıyor bu gece kasvet beni. Artık yanım yörem ateş kesiyor, gözlerim çakmak çakmak dönüyor. Beynimde düşünceler bir uğultu, bir dönence; yüreğimde duygular bitmek bilmiyor. İçim bir ateş gibi yanıyor. Kasırgaya tutulmuş uçuşan yaprakçıklar gibiyim.
Belki de ilk kez sevdiklerimden böylesi bir günde uzak kalışımdan, belki de bu günler süren yalnızlığımın bir birikimi, bir tortusu.
Sevdiklerim; candan, gönülden bağlı kaldığım arkadaşlarım yanımda yok. Annem yok, babam yok, kardeşlerim yok. Delice dondurucu bir soğuk ve içime ateşlenen bir yalnızlık var.İçki şişesi ve bardaklar var.
Uğultusuzluğun sessizliğini yenebilmek, haykırabilmek istiyor içimden bir ses. Yanımdaki arkadaşları da ayrı bir elem, ayrı bir üzüntü kaplıyor.Herkes bir arada kendi dünyasını yaşıyor. Dalıp dalıp gidiyor. İnsan kalabalığında yine yalnız kalıyorum. Suda yüzen balığın çırpınışlarına benzetiyorum çırpınışlarımı.

Devamını Oku
Ali Özen

Güneş gibi yakarsın
Dere gibi çağlarsın
Sen ne canlar yakacaksın
Benim güzel yeğenim

Başında hasır şapka

Devamını Oku
Ali Özen

Sen yeni doğmuş bir kuğuydun.
Salınarak gezen kınalı kuzum.
Çağlayanlardan akan duru bir suydun
Şelale köpüklüm, ÖZGECAN’ım.
Büklüm büklüm saçlarından kim tuttu?
Kim yaktı, o güzelim bedenini?

Devamını Oku
Ali Özen

Katil,
Arsız, kansız ve pervasızdı.
Cama gelen kar topuna saldırdı.
Kudurup ansızın bıçakladı.
Ortaçağdan ışınlanan savaş kasabı.

Devamını Oku
Ali Özen

LEYLAK KOKARMIŞ ONLAR


Filiz Sevgi bana dün kitap göndermiş.
İçinde bin bir güzel sorular varmış.
Leylak kokarmış her sayfasından.

Devamını Oku
Ali Özen

Kader Tangut, Şiirkolik'te tanıdığım şairlerden biri. Özgün ve yalın dili, akıcı anlatımı ilgimi çekince tüm şiirlerini okudum ve bu şiirlerin eleştirisini yapmaya karar verdim. Umarım hem eleştiriyi hem de onun şiirlerini beğenirsiniz.



...

Devamını Oku
Ali Özen

Kaç günden beri ayaklarımda bir sızı var. Zaman zaman da bir yara çıkıyor, sonra yara kendiliğinden geçiyor, geriye izi kalıyor. Önceleri çok önemsemiyor, nasıl olsa geçer diyordum. Sonra sızılar kalıcı olmaya, yaralar daha çok çıkmaya başladı.
Bilenlere hastanenin hangi servisine gideyim? Diye sordum.-Ortopediye git, dediler. Senin işinden onlar anlar.
Ben de sevk alıp, Ortopediye gittim. Doktor, sağ olsun, çok ilgilendi. Ayaklarımı uzun uzun yokladı, inceledi. Doktor ‘’Bu ağrılar bizlik değil. Seni Kalp-Damar servisine gönderiyorum. Bir de Kalp – Damar doktoru baksın,’’ dedi. Çok teşekkür edip, tuttum Kalp- Damar servisinin yolunu. Kapıda bir baktım. Hastalar yığılmış, sanırsınız memlekette herkes Kalp- Damar hastası..Neyse ben de geçtim sıraya. Sıram gelince girdim içeri.
Kalp- Damar doktoru beni dinledikten sonra ayaklarıma baktı. ‘’Kalp grafiğini çıkarmamı istedi. Kalp grafiğini görünce, ‘’Kalbin çok iyi, bu yara bizlik değil. Seni Dahiliye bölümüne göndereyim, bir de onlar baksın, ‘’ dedi.
Ertesi gün Dahiliye servisine gittim. Dahiliye doktoru, yine şikayetimi dinledi. Kan tahlilimi istedi. Kan tahlilini saat 2,5’ da aldım. Doktorun yanına gittim. Doktor, tahlile şöyle yarım bir gözle belli belirsiz baktı. ’’ Önemli bir şey gözükmüyor, bu yara bizlik değil. Senin hastalığın sinirden olabilir. Seni nöroloji bölümüne sevk edeyim, ‘’dedi. Doğal olarak tuttum Nöroloji bölümünün yolunu. Nöroloji doktoru, birkaç muayeneden sonra:’’ Senin sorunun bizlik değil, seni dahiliyeye göndereyim, ‘’dedi. Dahiliyeye gittim, sorunum bizlik değil dediler, dedim.
Doktor: Ortopediye sevk edeyim derken, oraya da gittim, dedim. O zaman doktor seni Kalp –Damar doktoru incelesin, dedi. Ben artık ona da gittim, demedim. ‘’Sağ olun doktor bey, ‘’deyip çıktım oradan.

Devamını Oku