Hicret Onuncu Yılda: Gül Nebi karar verdi;
“Hac için hazırlanın” diye talimat verdi.
Medine dışına da gönderildi haberler,
Pek çok kişi toplandı, binler, hatta on binler.
Hicret: On Birinci Yıl: Yüce Rabbin Nebisi,
Biraz mahzunlaşmıştı, neydi bunun sebebi?
Çok geçmeden Cebrail geldi yanına durdu,
En son tebliğ edilen son sureyi okudu.
An var ki; yüz yıllar tutar, an var ki; bin yıllar yutar.
An var ki; binden bir kadar, an var ki; sonsuzdan aşar.
An var ki; binler perdeler kalkar, çıkar binler alem.
An var ki; her şeyden sıgar, an var ki; bin mîraç sığar…
müstef'ilün / müstef'ilün / müstef'ilün / müstef'ilün
Ey gönül sev yâri her an, an daim zikrinle, hep an.
Dön sınırsız şevkle devran, et kaim fikrinle seyran.
Git, rüyet et yâri hayran, katla sevgin, eyle bin kat.
Var düğün olsun bu dem an, ol ebed sekrinle kâmran…
fâ'ilâtün / fâ'ilâtün / fâ'ilâtün / fâ'ilâtün
Sâna olan aşkta mürur, işte bu kalbim kavurur,
Kanlı yaşım gözde kurur, aklımı baştan savurur.
Ben de daim aşk dilerim, hep Sana yanmak dilerim;
Olsa budur kalpte sürur, ben’imi benden uçurur…
müfte'ilün / müfte'ilün / müfte'ilün / müfte'ilün
Gezdim tüm kâinatı göze mihman eyledim;
Gördüm ki kâinatlar içre ne kâinatlar
Ve hem bitevi dönen içinde kâin atlar.
Çıktım arş-ı alayı akla meydan eyledim;
Akıllar aklı O’ydu, aklıma güneş oldu,
Seni ey Yar, Seni sevdim, Sana gönlüm bağı açtım,
Hemi iştahla yeşerdim, şahi güller gibi açtım.
Rayiham geçti erildim, özü deştim lübü açtım.
Lübü yaktım, heme yandım, tutuşan âşıka döndüm.
Fani nurlar ile kandım, kemakıllar gibi döndüm.
Aşkına aşk ekleyerek özüm özüm şevk edelim,
Yar ile biz bir’leşerek daim ebed meşk edelim.
Gül tohumundan ekelim gönül özün bahçe edip,
Goncalaşıp gülleşerek kemalleşip fevk edelim…
müfte'ilün / müfte'ilün / mefâ'ilün / müfte'ilün
Allah Tevhid nuru ile büyük yunus balığını
Bir denizaltı gemisi yaptı kamara karnını,
Zelzeleli dağlar gibi dalgaların dehşetinde,
Denizi, Tevhid nuruyla emin bir yer suretinde,
Bir faaliyet meydanı, gezinti yeri olarak
O nur ile semalardan bulutları boşaltarak,
Kudeyd denilen yere dinlenmeden vardılar,
Biraz mola vererek oradan ayrıldılar.
Kuba’ya ulaştılar sabahın ötesinde,
İlk mescidi yaptılar Ranuna vadisinde.




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!