Yalnızlık toprağa gömülen başak
Güneş vurdukça kurur tohum
Yağmurun içinden çıkar hayaller
Hayaller büyüdükçe tohum meyve verir
Adımı aradım gittiğim şehirlerde
Hayat gemisinde Köşe kapmış yalnızlığımla birlikte
Yaşamın umutları öğüten değirmeninde
Sarmaşıklara sarıldım ayakta durayım diye
Hayat bir kolu kırık yürek yarası
Nakarattır yaşam, veresiye yaşanan
Kimi borçlu doğar, alacaklı ölür
Yüreğinden küçüktür dünya
Dar gelir.
Damlarken seyir günlüğüne düşü
Vahada serap görür
Akıntıya kapılmış, saz semaisi.
Bülbül yarası, her demi.
Bir teslim ki dört haneli.
Vur gönlün zincirini gülnihale.
Yaş yirmi beş yolun neresi
Bir ip boğazındayken
Eve hep geç kaldığından mıdır?
Ölüme erken gittin
Okyanusun küçük balığı, sahibin tahtada bak ev ödevini yazıyor
Bir gemi resmi süngü şeklinde, devletin denizinde pulsuz balık yüzüyor
Süngüyle kardeş oldukça gemi, balık pul pul dolup okyanus balığa akıyor
Ellerinde pamuk açmış Yaşar Kemalin toprağı, iç içe geçmiş umutlar yığını
Denizi terse akıtmaya çalışırken İpe asılmış çocuklar
Yoruldum artık kelimelerimi yağmurla yazmaktan
Ya bir nokta bırakırım buzun üstüne erir
Yâda hecelerimi toprağı belleyen bir çiftçi ayırır
Yağmur yağmazsa
...Günahkârım kabul olmaz dualarım
Yaraya tuz bastığıma bakıp
Acıdan zevk aldığımı sanmayın
Ben tuzun üstündeki güneşin yansımasının hayranıyım
Yarınlar var mıdır acaba toprakta
Çiçeğe toprak olmak kavuşmak mıdır sevgiliye
Ayrımlara bölünmek çoğalmak mıdır?
Nice buz dağlarını
yüreğimizin buharında erittik
ne sıcaklar yaşayıp
hayallerimizi buharlaştırıp uçurduk
Nice sevdalar akıttık
çatlamış gönül toprağımıza
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!