Baktım yine gelmiş, yaprak dökümü,
Düşünürüm yine, geçmiş ömrümü,
Can veren yapraklar daldan düşerken,
Düşünürüm yine, geçmiş ömrümü.
Yıllar geçmiş yıllar benim üstümden,
Gençliği yaşarken, geçmiş yıllarda
Hayaller içinde, koştum durdum ben.
Zevk sefa sürerken geçmiş zamanda
Bu günler biterdir, diyemedim ben.
Çoğu gün kıyıdan, ufka bakarken
İçerimde bir sevda alev, almış yanarken
Eridim bu ateşten, taş oldum sonra birden
Hayatımın en güzel, ömrümün son anında
İçime şüphe düştü yazdı bahardı derken.
Kapıldığım rüzgârın, dağlar aşan yolunda
Ey insanoğlu!
Bir düşün.
Çocukluğunu, gençliğini düşün mesela.
Kim bilir, çocukken ne kadar mutluydun sen.
Bir şehrin, gece sessizliğidir üstümdeki.
Üşüyorum.
Bir elem, bir acı, düş yaşlarıdır /gözlerimdeki yaşım.
Sevmeyi yitirdim ben/sevmeyi.
Yaşadığım, kaybolmuş bir şehrin, loş tenha sokaklarında.
Ve şimdi,
Yalan olan yıllarda, ben doymadan yaşama,
Ömrümün sonu geldi, yorgunum dostlar yorgun,
Yıllar beni çok yordu, dargınım ben yıllara,
Bıkmışım hayattan, yorgunum dostlar yorgun.
Bir zamanlar zevk alıp durduğum şu hayata,
Yolcusu olduğum, hayat yolunda
Yoruldum yolumun, sonu gelmeden
Şu yalan dünyanın, daha başında
Yoruldum yolumun, sonu gelmeden.
Ne zaman bir ölüm, gelse aklıma
&&
Düşünürken mehtabın, gölgesinde bu gece
Yüreğime gam doldu, sen düştün’ de yâdıma
Analar ağlamasın dersiniz
Nedense savaşmak için can atarsınız.
Hele bir savaş çıksın da görün bakalım
Kaç kişinin anasını ağlatırsınız..
Söyle..
Yürü ayaklarım yürü.
Şu yorgun vücudumla önümde giden gölgemi
Al götür,
Yavaş, yavaş, elimdeki bastnonumla,
Hiç değilse,
Gideceğim yere kadar zor da gelse sürü.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!