(çakallara günbatımı... / söze heves varsa eğer / “pîrler”(!) icazet katı mı? ..)
/ bir şiir eleştirmekti muradım...
/ eleştirdim eleştirmesine de nice şiirler
/ bir “dokunulmaz” da oluverdi “çamur”, adım? ! .
.......(Ah İstanbul, Bayrampaşa... Aklımı başımdan aldın,
........Nevî’ ni bildiğim ‘’şen’’ i başıma belâ mı saldın?)
Tenha bir merdiven, merdivende ben!
İçim gibi tıpkı ve ruhum gibi...
Yüreğim çok yalnız, sen çok uzakta...
(meşveret kurulmuş makamında şeytanın / topukları Tahir’ in bedenini bölüşüyor! ..)
aramızdaki tek bağdı…
nağmelere gebeyim; hüzün derinde bugün
güftenin gölgesinde ney yakarır, saz inler
gönül Leylâ’ ya hasret; Kays kederinde bugün
döner, kendinden geçer vecd ile semazenler...
Yancağızımda olmanı isteyiverdim birden,
Öyle özlemiştim ki seni! ..
Kırıvermişim kalemimi sinirden,
Bilemezdimki reddedeceğini? ! .
Kavlim bu değildi elbette!
Sabahın mahmurluğu üzerimde halâ,
Gecenin yorgunluğunu taşıyorum.
Uykusuz geçen bir gece
Ve gecenin bam teli, mim noktası sen!
Yüreğimin isyan çığlıklarını duyuyorum,
Giderek küçüldüğümü hissediyorum,
aylardan Nisan' dı...
demirdi yer, gök bakırdı! ..
çöküyor muydu ne gök, deliniyor muydu ne yer? ..
hüznün gökkuşağında yürüyordu yüz binler...
semaya açılan küçük büyük avuçlar,
dudaklarında dûalardan demetler
(Tohumun genlerindedir sonsuzluk: yer ile yeksan etsen ne yazar?)
şiir yok, kıyam var! ..
hastalıklı
kimi şeyin derdinde
kimi başka bir şeyin
mehmet neyin derdinde?
siz hâlâ gülümseyin! ..
(benekler içinde bir benek var ki / demircinin örsü yetmez ezmeye...)
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!