Issız, dilsiz yüreğimin acı soğanı.
Andıkça ismini ağlıyor yetim kalbim.
Hasretten kuruyor damarlarımın kanı.
Bıçak gibi doğradın beni dilim dilim.
Ölüm ki bana göre Yüce Yaradana kurbet
Senin için şu yalan cennete sonsuz bir gurbet.
Pişman olacaksın Ey Ebleh bu nasıl cesaret?
Özgürlük diye yaşadığın şey; nefse esaret.
Kara bulutlara inat göklerimizde uç, gönlümüze kon kelebek
Silahlar sustu vatanımda, kardeşlik kazandı, analar hep gülecek
Hangi hercai sokağa girdiysem sana çıkıyor her yol
Nereye baksam yüzün duruyor karşımda, ön, arka, sağ, sol.
Seni yokluğunda sevmekmiş kaderin bana biçtiği rol.
Yaşarken yanımda olmadın sevdalım, bari ölürken ol.
Ruhumu eritip de bedenime koy Allahım.
Onu tüm menfi ve şer duygulardan soy Allahım.
Nefsimi İslamın pak ışığıyla oy Allahım.
Şahsımı insanlığa köle eyle Ey Allahım.
Ne yaparsan yap gülüm geçmiyor bu müzmin yürek yarası.
Sensiz geçen her an büyüyor ruhumun amansız borası.
Kalbinin merkezidir bu fırtınalı denizin karası.
Zaman dondu artık bende, yok hayatımın senden sonrası.
Ölesiye sevmişim seni yok bu sevdanın numarası.
Işıklar, ışıklar saçılsın yorgun ama vakur makberimizden
İfritsi ruhlara karşı kıyamdayız, dönmeyiz seferimizden
Yoktur ölümden kurtulmanın hiçbir çaresi
Ömür biter, solar her gonca gülün çehresi
Zaman akar çaresiz, geçer yaşam süresi
Allah'a kulluktur, sonsuz huzurun şifresi
Kirli bir tarihi siliyoruz kıvılcım kıvılcım
Nur yansıtan bir dünya kurunca dinecek tüm sancım
Ey sümbül renkli ve gül kokulu emsalsiz yar.
Ne olur sevmesen de asla deme hoşçakal.
Aşkla sarmasan da yaramı hasretinle sar.
Dilimde duam, kalbimde tek aşkım olup kal.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!