O şiiri senin için yazdığımı kimse bilmeyecek.
Ölene dek yaşam rengim olacak gözlerinin elası.
Kimse bulamaz ki sırrımı aşikar edecek bir mercek?
Çünkü çözülmez kanayan yüreğimin kırgın parolası.
Yeminim var fethedeceğim, çıktım dönüşsüz sefere.
Kalbin vatanım, gözlerin Payitahtım olacak.
Gemilerimi yaktım, yar etmem seni ellere.
Bu can, bu ten gözlerinin gölgesinde solacak.
İster zulüm düşşün şu bahtıma ister ölüm
Martılar yok olup denizi terk etmedikçe
Güneş bütün enerjisini tüketmedikçe
Senden başkasını asla koklamam ben gülüm.
Ne zaman bir çay içsem sen gelirsin aklıma.
Gözlerinden az mı çay yudumladım sevgili?
Düştüğümde bir ellerin uzansın yardıma.
Mevlam suretin ile göndersin Azrail'i.
Kimi gökte sayarken, muhteşem yıldızları.
Özledikçe seni, koşuyorum dostum dalgaların yanına.
Bir martı gelerek konuyor yüreğime gurbetin sahilinden.
Bırakıyorum kendimi gözlerinin efsunlu asumanına.
Seni anlatan şiirler, şarkılar dinliyorum onun dilinden.
Meyvenin çiçeğe vurgun olduğu gibi sana vurgunum.
Dalından düşersem gülüm, yaban elde ebedi sürgünüm.
Varlığında kelebek gibi mutlu yokluğunda kırgınım.
Elin elimde değilken kuru toprakçasına dargınım.
Hasretini içime çektiğimde magma gibi kızgınım.
Gel gönülparem, geç karşıma çiçeksi endamınla.
Kaç kere sitem ettim, niye sensiz bu kahve niye?
Gel, nefes ol bana; papatya gibi ihtişamınla.
Sensiz içtiğim şu kahvenin hatrı yok bir saniye.
Karşımda iki kapı var: Biri sensin biri ölüm
Söyle bana hangisini tercih edeyim be gülüm
Ellerinle gelecekse de ölüm tercihim sensin.
Öyle bir ölüm olsun ki Martı, öldüğüme değsin.
Gözlerinin yetimi olmak, ne kadar zor, gurbet ellerde.
En müstesna yeri sana ait, hâlâ hatıralarımın,
Senden bir koku, bir nefes arıyorum; esen şu yellerde.
Bir tebessümün şifası olacak bütün yaralarımın.
Masum gözlerin sıksın son kurşunu şakağıma.
Sitem ederek dert yanarsam namerdim gülüm.
Ellerinle sen koy beni ebedi toprağıma.
Makberde olsun bari yokluğuna tahammülüm.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!