Gül yüzlü sevgili, canım bir tanem!
Gözüne dolmasın çiğ tanesi nem.
Sana çektirdiğim hasret yüzünden,
Özür dilerim ben, özür dilerim.
Sen ki benim yüreğimde ağlarsın,
Duvarı yanaşıp küçülen odam;
Ruhumu presle her an sıkıyor.
Ordan alçalarak çöküveren dam,
Sevdamı dar bir kümese tıkıyor.
Ey mavi gökyüzü küçülen dünya!
Sevdanın kabzası değdi ruhuma.
Kör bir muamma dağladı tenimi.
Çatlayan bedenim durdu doğuma.
Kaybettim cismimde öz benliğimi.
El sallama gelmem, gelemem sana.
NE İSTERİM
Mavi hayallerin esredildiği,
Eylülün solmuş renkleri,
Varsın ruhumda bir volkan olsun.
Halden anlamıyor işveli güzel
Yandıkça büyüyor közü neyleyim
Bir gülüşe tutsak ebed ve ezel
Dile dökülmüyor, sözü neyleyim
O masum duygular geldikçe yâda
Gönlünün mücevherini terk ettin bir düşküne
Alelade bir haspayı gönle sultan edersin
Hem gadri çok vefası yok Haccac gibi zalimdir
Birde merhamet beklersin ‘gayba iman’ edersin
Hasretinle sular yandı.
Serv- i revan nerdesin?
Feryadım arşa dayandı.
Gözümde kan nerdesin?
Akşam nerde, hani sabah?
Şimdi bilmem acep nerelerdesin?
Yaralı kalbimi çalan sevgili!
İşitilmez oldu sevdalı sesin.
Tozlu bir albümde kalan sevgili!
Hayalin boy verir uykularımda.
Çıldıran ruhumda dolanır sırlar,
Her dem başka renge bulanır sırlar,
Kanlı gözyaşımla ıslanır sırlar,
Bilmezsin cevrini sen kâbusların.
Volkan ki zerredir, ulvi çilemden.
Efsunlu büyücü anlat bu sırrı.
Var mı dünyada sevdadan büyük dert?
Ölüm mü, çıldırmak mı, nedir sınırı?
Neden rüzgârında savrulur her fert?
İşte Leyla, işte Şirin, işte sen!
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!