Sabahlar soğuk olur.
Üşürsün, yalnız kalırsan bu şehirde.
Yalnızlık gitmez, hep kapında durur.
Ağlarsın karanlık gecelerde.
Ey çaresiz sefil insan!
Ne hayallerin kurbanıyım ben,
Ne yıkık duyguların,
Nede kalbime saplanmış yalnızlığın okları,
Çileler ve sık tekrarlanan yalvarışlar, yakarışlar.
Benim gönlüm; çile dünyası
Güzellik türkü yakar, yeşeren umutlarımıza.
Bülbüller berrak sesiyle şakır, eşlik eder utlarımıza.
Varsın kanasın, içimde vereme dönüşen yaran
Bir lokma düşmeyecek mi? yasak kurtlarımıza
Konuverse de ayrılık, neslimin kuruyan dalına.
Gündüzlerim kararsa, olmasa geceden fark.
Yüzlerim sararsa, olmasa çehremde ak.
Göz yaşlarım usulca yere değer sağnak sağnak.
Kanlı aşkının deryasında yalnız yüzerdim.
Aşkının öyküsü ise bu, yine yüzünü süzerdim.
Ağlama biçare gönül,
Sen bu ellerin
Yılmayan neferisin.
Gönlünü çevirse de
Onca çilenin selleri,
Sen, bu dillerin
Kırık bir kanadım var,
olanca hasretin içinde...
Ne yokluk,
ne de usulca gözlerimden
akan son damlalar,
hepsi içimde tırmalanan sevda güneşi...
İçimde yarım kalan bir demet sevgin
Dilimde gecelerden daha sessiz ezgin
Yanında olursam yalnızlık denizlerden engin
Çıkılacak mazin nerede, söyle nerede dileğin
Üşüyor çehrem yalnızlığının ayazında
Son
İçimdeki son
Yaşım bilmem kaçıncı on
Dokuduğum ilmekler nerde bitti kolon
Gökler bir damla yağışıyla övünsün
Kıpırdanmaya değmez delinse de ozon
Sevdalar bir günde, biter mi sandın
Sçimdeki hasretin, diner mi sandın
Gözlerim, ahenkle salıyor yaşları
Bu sevda içimden, gider mi sandın.
Ben aramadım, sen hiç aramadın.
su çiçeğim
seni ekmeden biçeceğim
yudum yudum önümde öyle kal
her damlada seni içeceğim
Engebe Şiirleri 17 Aralık 1999




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!