Sevda yumağı, geceler boyu beni ağlatır.
Dünya geceme çöker, bütün neşemi bağlatır.
Ey ay yüzlüm! gül yüzlüm, sevdamın ışığı.
Yalnızlığım, dermansız yüreğimi dağlatır.
Yırtık Duygular / 24 Ağustos 2002
Akşamları yıkılan bir derya, sanki gözümde...
Ağlayan biçare saniyeler geçer mi özümde.
Bir damla mutluluğa susamış, çehremde ki kıvılcım.
Dönmeyen sevdama değer mi ayrılığın sancısı?
Hepsine uzun zelil bir iç çekmek var, bu son sözümde.
Unuttun mu canım, gönlüme vurduğun kamçıyı,
Unuttun mu? elime vurduğun kelepçeyi,
Gönlüme vurduğun kilidi...
Gururumu bir paçavra gibi fırlattın,
Aşkının çilesini taşıyan yaşlı yüzüme.
Sen kahrolası yalnızlığımın maliki,
Kırk yıl düşünüyorum,
Gelmiyor aklıma sözlerin.
Tutuştursam, gönlüme yüklediğin
yarı soluk gülleri.
Nerede ellerin?
Gözlerimi kapadım ve anladım.
Her yerde sen varsın.
Önümde, arkamda, sağımda, solumda
Gönle dolan, sevdan avucumda...
Geceler karanlık olsa ne yazar,
Biliyorum sen varsın baş ucumda.
Tutma istemiyorum önüme gelen engelleri
Ben yalnızken çektim onca dertleri
Seni sensiz yaşadım, dönmesende kapıma
Bir ışık doğmadı yalnızlığıma
Artık hiçe sayıyorum herşeyi
Yıldızlar; gökyüzüne serpilmiyor benim dünyamda.
Titrerken nameler isli duamda,
Aralanırken perdeler, sökülür lisanım.
Girmez bir türlü düzene keşmekeş hayatım.
Yanar aşkın ödüne, yaralı sevdam gamda.
Acıyı kederi, derdi çaresiyle doldurduğum torbalar,
Bir gün seni de beni de yakalar, öfkeyle torbalar.
Yırtık Duygular / 30 Temmuz 2002
Dünyanın kahrı işte saçlarıma işlenmiş
Benek, benek
Göz yaşlarım hangi şehir sokaklarında kaldı bilmem
Namussuz gecelerde
Acıyla yoğrulmuş kırış, kırış çehrem
Ne namerde muhtacım nede yalnızlığa dost
Taş toz toprak yağmur çamur nedir ki,
el içinde boynumu büksün.
Üzülürsem, kederim ele bıraktığım
inci sevdamı yerlere döksün.
Yırtık Duygular / 9 Nisan 2002
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!