Yokluğundan kahroldum, başımı vursam da taşlara.
Yine bir damla su bulamam, gönlümde yanan ataşlara.
Sen ne biçim sevgilisin, laftan anlamaz.
Genç yaşta ömrümü doldurdun, her anımı çevirdin kışlara.
Nerdesin gönlümün ay ışığı, sensiz perişanım şimdi.
Duyguların eşiğinde,
Sana bir şiir yazdım dün akşam üstü.
Bu acıların, beni bir bir terk edişinde,
Güleceğim sandım.
Gönlüm mutluluğa küstü
Sensiz geçer mi üzerimden kara kışlar.
Alır mı ahımı, yolda bıraktığım yakarışlar.
Aldırma, takdirden geçse de tebessümler.
Soğuk çehrem, yüzüme güleni alkışlar.
Bütün güzelliğiyle sevdan kalbime dolmuşsa.
Geceler hep sıkıntılı geçer, gündüzler malum.
Toz içinde yüzüyorum, bitmez ki yokuş yolum.
Param parça olmuş, kırılmış olmasa da kolum.
Karamsar geçer hayatım, umutsuz olur sonum.
Bildiğine gidecektir, manasız yaşamdır durum...
Yollar uzak, ben kapına gelemedim.
Gözlerimde hasretinin yaşı, silemedin.
Eller erdi, ben muradımı eremedim.
Lal oldu dilim, sevdiğimi diyemedim.
Böyledir, işleyen gönül durağım.
ey kollarımda biriken, sevdalardan kalma kırıntı
ben ahtımı yolda mı buldum ki, pazarda satam
yalan dünya gözlerimden fışkıran sıkıntı
ben sevdamı elde mi buldum ki, dilde satam
yazma kalem taşına, ömrümü delen ince sırları
Ben hayalleri aldattım,
Kurbanıyım baharın,
Ömrüme zehir kattım,
Beyazına leke sürdüm karın.
Yumuk yumuk avuclarım,
Aldırmıyorum gönlümdeki
Enteresan duygulara
Boğazımda düğümlenen
O kelimeyi yazamıyorum
Engebe Şiirleri 18 Aralık 1999
Deryalarda tutunmak güzel onca dalgaya karşı.
Yıldızlar içimde söner, bağrımdaki ateş deler arşı.
Ne hiddet, nede şefkat locası kazanır yarışı...
Suda pişer ateş, sönse de bir damla pasıyla.
Dilimde dikenleşir öylece yalnızlığımın marşı.
Gözyaşlarımla kazdığım kuyu, hep karanlık.
Bir anda beni buldu, bu karamsarlık.
Nerede? Önümde yanan o hayali ışık.
Engebe Şiirleri 18 Aralık 1999
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!