Şu facebook'un illeti
Bir garip etti milleti
Pc, laptop, telefona
Yükledik onca serveti.
Burası dostluk meydanı
Haydi bir daha
Gülümse varlığıma
Buz yağmışken dağıma.
Kaybolmuşken gözlerinde
Bir ayaz dolaşır denizlerde
Hele bir yol ver, sevdiğim atıma
Ben geçer giderim, yollar benimdir
Gurbet düştü genç yaşımda bahtıma
Gözümden dökülen, yaşlar benimdir.
Evimi barkımı viran eyleyim
Kara bulutlar, baharın bir günü
Dönemedi, karaçayır bükünü
Yırtık otağıma döktü yükünü.
Bir doldu, bir taştı, dertler havuzu
Ne bağ kaldı, ne otlakta kuzu
İnsanı cezbeden kırmızı mı?
Yoksa pembe mi? mor mu?
Söyleyin kara da bir renk,
Renkler arasında hor mu?
Yola gel bire kardeşim,
depremin ardından
Bir yanda, soğuklarda donan
Bir yanda, keyfiyete doyan
Bir yanda, nice yalan dolan
Bir yanda da ne gerçekler var.
Kurumuş bir dalım şimdi elinde,
Hoyratça fırlat, kır beni sevdiğim.
Bir yanık şarkıyım dindim dilinde
Söyletme elde, yer beni sevdiğim.
Murat mı buldum ki senin nazında
Ne güzel bulgudur sevgi;
Deli taylar dolaşır acemi yürekte
Bembeyaz sayfaya düşmeden leke
Çarşaf çarşaf bulutlar gerilir gergefe.
Ne güzel olgudur sevgi;
İki nokta var, hayatın çizgisinde ayrı duran.
Biri doğum, biri ölüm, her ikisi birer an.
İkisinin de arasını pul niyetine kullan.
Sana altından tahttır, her gelen zaman.
Zannetme ki sen doğmadan önce yoktu nefsin.
Ve de sen öldükten sonra yok olacak ruhun, bedenin.
Duyan yok feryadını, hayatının başında.
İnliyordu sabi, bembeyaz bezin arasında.
Ne baba bu utancın farkındaydı,
Nede gaflet uykusuna dalmış zalim ana…
Batıyordu güneş mazlumların uğruna
Methiye düzüyordu beşer, musalla taşında.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!