Mevsimin ilk kar’ı yağıyor
Dışarıda.
Yollar, dağlar, hatta yeşil yapraklar bile
Yavaş yavaş kalıyor,
Beyazlar altında.
Sevindiriyor çocukları.
Şimdi sensiz daha mutluyum.
Artık biri için boşa fedakârlıklar gerekmiyor,
Bir başkası için kolay kolay üzülmüyorum artık.
Hayatta düşünecek bir ikinci kişim yok.
Şimdi sensiz daha bir dincim.
İşte bak kapım çalıyor yine,
Ama biliyorum bu sen değilsin.
Az sonra telefonum da çalar, biliyorum.
Sanki arayan sen misin?
Kalabalıklar içinde,
Sevgi midir insanın içini ısıtan,
Yoksa saygı görmek mi?
Yoksa bütün bunları içine alan,
Dostluk mudur bizim özlediğimiz.
Canım İstanbul
Ruhumu eritip de kalıpta dondurmuşlar;
Onu İstanbul diye toprağa kondurmuşlar.
İçimde tüten birşey; hava, renk, eda, iklim;
O benim, zaman, mekan aşıp geçmiş sevgilim.
Aşkımızı gerçek sanmıştım,
Gördüm ki yanılmışım.
Sana söylediğim güzel sözleri,
Verdiğim güzel duyguları geri alıyorum,
Çünkü, sen bunları hak etmedin.
Sana yazdığım duygu yüklü mektuplar,
En yoğun olduğu saatteyim, duygularımın.
Aşkımın ve yalnızlığımın
Doruk noktasında,
Gecenin tam ortasındayım.
En sevdiğim anlarımdır bu benim,
Duygularımın trafiğinde,
Dokun bana,
İçimi ısıtan,
O eski ellerinle.
Son bir defa olsun,
O eski manalı gözlerinle
Bak.
Unutuldum bu uzaklarda,
Ne bir selâm var, ne bir haber,
Kimse hatırlamaz mı beni?
Ne kapımı çalan var, ne beni soran.
Ruhum gurbetler içinde gurbetlerde,
Anlamıyorum insanların dilinden,
Evim dediğim, o küçük odamdayım.
Öğrencilerim de gitti artık, yalnızım.
Dışarısı buz kesiyor,
Ben teneke sobamın karşısında oturuyorum,
Elimde sigaram dumanlar dağıtıyor.
Dumanlardan,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!