Kulunu hicranınla yakıyorsun revamı
Tattırıp müptela edip sonra haram demek şerabı
Evvel bahem eyleyip sonra kılmak cüdayı
Etme canımın nefesi benki bitab divanenim
Şu sinemin yanında Harlı ateşler, misali ab-ı yahtır
Çün Firakın asıfadır körükleyen aşkımı
İçim acıyor
En az canın acıdığı kadar
Bölünüyor uykularım
En az Senin bölündüğü kadar
Keşkelerim en az senin Keşkelerin kadar
Herşey kader kısmet nasip okadar...
Denizin tuzu
kahvenin köpüğü
Yağmurun sesi
Bir camın buğusu
İşte öyle Gerçek olabilirdik
Gittin...
Oysa ben anlamıştım seni
İçim acımıştı acılarını görünce
Başını önüne eğdiğinde
kağıdı karaladığında
Ellerin terlediğinde
Gökkuşağıysam, rengimsin
Bulutsam, zerremsin
Baharsam, çiçeğimsin
Aysam, ışığımsın
Sabahsam, şafağımsın
Yazsam, sıcağım
Şimdi çok kızıyorum kendime
Neden sana gülme dediğime
Meğer ki sen her güldüğünde
Bahar gelirmiş içime
Şimdi olsa hiç gülme demem
Durur doyasıya seyrederim her güldüğünde
Sevmek neydi?
Günleri yılları aynı 4 duvarı paylaşmak mıydı
Aynı çatı altında sıkılmaya katlanmak mı
Aynı sofrayı, aynı yatağı, yorganı paylaşmakla olur muydu sevmek
Mutluluk neydi?
Sen bana sevmeyi değil beklemeyi öğrettin
Zaten sevmeyi biliyordum ben
Ve seni arıyordum bunca yıl
Sen bana özlemeyi öğrettin
Zaten yoksun olduğum tek şeymiş varlığın
Sen benim dünyamsın, Nefesimsin
En mutlu ruyamsın
En sürpriz hikâyemsin
En uzak hayalimsin
En tatlı acımsın
En gerçek sevişimsin
Bin bahar bitiren bir katre-i baransın ruhumda
Ruhum ki bir turab-ı cerid idi yokluğunda



Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!