Sinmiş kokusu duvarlara yalnızlığımın
Koyu tütün dumanı gecelerim
Ve her zamanki gibi her yer her yerde
Tabandan tavana paramparça her şey
Sana göre değil bu perişanlık...
Gelme! ..
Beyazlar sizin olsun siyahı verin bana
Gülmeyi de istemem siz,ah'ı verin bana
Kavuşmak,özlemekten mademki çok sevapmış
Alın sevapları da günahı verin bana...
Aah gardaşım ah!
Nasıl söylesem, nerden başlasam bilmem ki…
Köyde bize:”Kör Seydiler”derlerdi.
Ben Kör Seydi’nin oğlu Çolak Ramazan,
Ramazan Usluduran…
Hani şu Kasım Ağa var ya
Açıldı göğe eller bir mevlid kandili'nde
Günahkârın duası bir damla kan,dilinde.
Par par ederken bir gün sönüp gidecek eyvâh!
Haznede yağdan eser kalmamış kandilinde...
(Emirdağ-2010)
Gökten yıldız topladım,Ay'ı dürdüm dün gece
Yere hançer sapladım,yayı gerdim dün gece
Bir beyaz mendil gibi bulutları katlayıp
Göğün dibini gördüm,sırra erdim dün gece...
Bakışların:
'Sen böyle değildin' der gibi
Biliyorum.
Ama ben her gece sabaha dek
Yaşadıklarıma yolculuk ediyorum,
Yaşadıklarıma...
Vücudumda gezinen bu soğuk eller niye?
Ufkumda estirilen kapkara yeller niye?
Kardeş gibi kol kola yaşamak mümkün iken
Aramıza sımsıkı örülmüş teller,niye? ..
Amansız bir saldırı oldu hasta kalbime
Yemyeşil hayâllerim hançerlendi bu akşam.
Feleğin kahrına mı uğradım yoksa yine
En mutlu düşlerimi keder yendi bu akşam...
Güleçtim o yerlerde, huzurluydum sen varken
Ey yaşamak!
Dün
Seni çok seviyordum.
Bugün
Sadece seviyorum...
Bu düşüş
NE O GELDİ NE YARIN
Kıvrandım sabaha dek sancılı hasta gibi
Boğucu pençesinde kahreden hülyaların
Şu zavallı kalbimin meçhuldeki sahibi
Çıksın gelsin istedim ne o geldi ne yarın…
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!