Oturup ağladın mı hiç geceler boyunca
Döktün mü göz yaşını aşk denen akrep için
Dipsiz karanlıklardan gelen sesi duyunca
ÇAĞRI GAZEL
Güzel,öyle güzel,öyle güzel ki öyle güzel
Gel gör ki âh o güzel,ellere dost da bana el!
Geçti yel gibi vakt-i seher,vakt-i ikindi de
Çaltı çayı, köpürsen de taşsan da
Sesine ses veren çıkmaz bu yerde.
Çığlık çığlık yücelerden aşsan da
Merhem bulamazsın çaresiz derde...
Ahmet KÖKEN
Afyonkarahisar'ın Emirdağ ilçesinde
Harab olmuş seneler,acıyla solmuş bir yüz
Maziyi her anışta bir titreme sesinde
Bastığım yer taş mıdır,toprak mı bilmiyorum
Dalda çırpınan kuş mu,yaprak mı bilmiyorum
Beni öyle salladı,öyle sarstı ki kâfir
Kara,gerçekten kara; ak,ak mı bilmiyorum...
Vaz geç takılıp gitmekten çıkışsız düşler arkasına
Çözülür bir gün güzelim bu düğüm kendiliğinden.
Hep böyle bürünürsek ye'sin dikenli libâsına
Kalır mı farkımız hâtıraların en siliğinden...
Ahmet KÖKEN
AH BU MEDYA VAR YA…
“Kalem ehli” hak yolundan saparsa
Karaya “ak” der mi? Der yemin olsun!
Hele bir de pastadan pay kaparsa
Ne taklalar atar gör yemin olsun!
Bir çocuk, bir kervan, bir bulut
Ve Rahip Bahira…
Bir mühür, bir müjde, bir umut
Ve Hira…
Uzlet ve tefekkür
Cebrail ve Kitap
Hayâlini kurardım,sensizken birdi derdim
Seninle bin derdimin bini de yeni doğdu.
'Yoksun' diye kendime işkenceler ederdim
Varlığın beni boğdu,varlığın beni boğdu...
Yağmurlu bir sabahta kucaklaşan iki göz
Tutuşan iki yürek ve yaklaşan adımlar...
İki yıllık yürüyüş, bayraklaşan iki söz:
-Sevdim! ..
-Ben de! ..
Ve sonra uzaklaşan adımlar...
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!