Ahmet Kemal Şiirleri - Şair Ahmet Kemal

Ahmet Kemal

SEN BANA TT DEDİN BEN BU İŞTE YOKUM

Sen bana TT dedin ben artık yokum bu işte
Hitlercilikle işim olmaz Mussolini hiç olamam
François hiç değilim ben benim işte
Ben kendimim ve kendim olmaya mahkûmum

Devamını Oku
Ahmet Kemal

TRENDEKİ DERVİŞİ BEKLERKEN Kİ

Trendeki dervişi beklerken ki
Toplarını tüfeklerini bilen biz çocukken ki
Düşlerini toplayarak geçen gemi
Trendeki dervişi beklerken ki

Devamını Oku
Ahmet Kemal

BİZ YİNE SİZİNLE BERABERDİK


Biz yine sizinle beraberdik. Sizin kiminle olduğunuzu bilmiyorduk siz kimdiniz ve kimin için savaşıyordunuz bilinmiyor. Siz şimdi kim bilir kiminlesiniz ve bizim hakkımızda neler neler düşünüyorsunuz. Siz nasıl diyordunuz o zamanlar biz sizi tanımıyorduk. O orada neler karıştırıyordu. O ve onu kimse tanımıyordu.
O ve onunla beraber olanlar bizi tanımıyorlardı ve biz bunu kimseye söylemiyorduk. Biz kendimizi de tanımıyorduk. Kimse kimseyi tanımıyordu, kimse kimseyle tanışmıyordu. Biz onu o gece orada gördük ve o bize çok uzaktı. Biz ona bakakaldık o bizim farkımıza varmadı.
Biz şimdi ardımıza bakmadan gidiyoruz atlarımızın üstünde bazımız, bazımız yayan. Yürüyüşümüz uzun sürdü ve biz fazlaca yorulmuştuk. Heybelerimizde azıklarımız. Ve içleri su dolu kırbalarımız vardı.

Devamını Oku
Ahmet Kemal

BANA GECEYİ GETİR IŞIKLARIN VE RENKLERİN KUŞATTIĞI

Bana geceyi getir ışıkların ve renklerin kuşattığı
Cebrail’in kucakladığı ve sıktığı
Bir yolculuk başlıyor durun
Maverai bir yolculuk durun

Devamını Oku
Ahmet Kemal

BEKLİYOR ORDULARIN GÖZLERİ

Bekliyor orduların gözleri
Ve Âdem’in oğulları cennette
Kabil ki başkaldırdı gitti
Habil’le savaştı gitti

Devamını Oku
Ahmet Kemal

KÖTÜ ÖRNEKLERİN ANLATILMASI

Her ne kadar ‘Sui misal emsal olamaz: günümüz Türkçesiyle ‘Kötü örnek, örnek olmaz’ diyorsak da hep yaptığımız bu. Okuduğumuz romanlar, hikayeler, izlediğimiz tiyatrolar, her gün gazete köşelerini dolduran facia ve ahlaksızlık haberleri hep bu değil mi?
Aslında kötü örneklerin anlatılması, hatta onların kınanması bile tam aksi netice verir ve özendirici rol oynar. Bu güne dek böyle olmuş ve dinimizin bu konudaki tavrı hatırlanırsa yapılanın ne kadar yanlış olduğu anlaşılır aslında.
Eğer maksadımız iyi davranışlar kazandırmaksa neden iyi örnekleri anlatmıyor, hikaye, roman ve tiyatrolarımızda iyi örnekleri işlemiyoruz. Neden hep kötü haberleri öne çıkarıyoruz da kötü haberleri öne çıkarıyoruz. Aslında iyi haberleri öne çıkarmalı, kötü haberleri geçiştirmeli değil miyiz?
Acaba bizi bu konuda yanıltan içimizdeki şeytan mı? İçimizdeki şeytan dışımızdaki şeytanla anlaşarak bize kumpas mı yapıyor? İşte biz her ne kadar kendimizi ve çevremizi bu yalanla aldatmaya devam ediyorsak da bu bir tarihsel yanılgıdan başka bir şey değil.

Devamını Oku
Ahmet Kemal

İSLAM AHLAKI VE MÜSLÜMANLAR

Akif ne demiş gezip gördüğü Almanya’da edindiği intibalar üzerine: ‘Dinleri işimiz gibi, işleri dinimiz gibi.’ Evet tam da öyle.
Ortaçağ Avrupası karanlık iken İslam dünyası altın çağlarından birini yaşıyordu. Ama gel gör ki Ortaçağ’ı kapatıp Yeni Çağ’ı açan Fatih Sultan Mehmet İstanbul Fethi’nden sonra Yakın Çağ’a kadar bu düzen devam etti. Gelin görün ki Kanuni’den sonra adım adım gerilemeye devam eden Osmanlı ve Doğu alemi git gide bütün özelliklerini kaybetmiş, ağır yenilgiler, sefalet, iç karışıklıklar ve Rönesans ve Reformlarla kalkınmasını tamamlayan Batı aydınlıklar ülkesi ve Doğu-İslam dünyası ise karanlıklar ülkesi haline geldi. Tabii ki bu durum ahlaki yozlaşmaya neden oldu, İslam ahlakından uzaklaşma başladı, tefessüh git gide derinleşti. Şekilde Müslüman ama özde İslam dışı ahlakla dolu insanlar olduk.
Hani büyük bir zata sormuşlar ‘Müslümanlar ne zaman kurtulacak’ diye, O mübarek zat ‘Müslüman gösterin bana kurtulduğunu haber vereyim size’. Bu söz belki biraz bizi trencide edecek amma gerçeklik payı da büyük. Tabii iman açısından bakmamak lazım olaya, ibadet ve ahlak bakımdan lazım.
Hani Tabiin ’den büyük bir zat Hasan El- Basri ne buyurmuş kendisine Sahabelerine nasıl olduğu sorulduğunda: Siz onları görseydiniz bunlar deli derdiniz, onlar sizi görseydi bunlar Müslüman değil derlerdi.

Devamını Oku
Ahmet Kemal

İNANMAK VE İNANMAMAK

İslam dünyasının zaafı bu. İnanç zaafı. Kim neye inanıyor, neye inanmıyor bunu bilmiyor. İnanç dünyası büyük bir çelişki yaşıyor. İslam dünyası batı karşısında yenilgiye uğradığı günden beri önce kendine sonra cemiyetine ve sonra millet ve en sonunda da medeniyetine olan inancını kaybetmeye başladı.
İşte bu inanç zafiyetidir ki büyük bir bunalıma itti İslam dünyasını. Bu bunalım kendi gibi olamamak bunalımıydı. Gibisi fazla. Kendi olamama sorunu bu. Ne batılı olabildi ne doğulu kalabildi bu medeniyetin çocukları. Tam bir handikaba düştü. Bu çelişki yıllardır onun başını belalardan belalara sürüklüyor. Ama bir türlü bu yanlışı ve yanılgıyı kimse fark edemiyor.
Ne hayat anlayışı ne düzen kurma fikri ne de medeniyet anlayışı uygundu batıya. Onu taklit etti durdu yıllarca manmunvari bir özentiyle. Gülünç düştü bu haliyle, alay konusu oldu. Anlamadı onların alaylarını. Gülüşlerini hayra yordu hep. Onu beğendiklerini zannetti. Gülüşleri sevgi gülüşü zannetti.
Oysa onlar kendine benzetmeye çalıştıkları bu acemi mukallidin davranışlarını eğlence konusu yapıyorlardı. Onlar onunla alay ettikçe o özentisini sürdürdü. Onlar gibi giyinmeye, onlar gibi yemeye, onlar gibi gezmeye, onlar gibi düşünmeye, giderek onlar gibi inanmaya başladı, ama onları hiç bir zaman asla ve asla inandıramadı. Kendini hiçbir zaman kabul ettiremedi. Oysa binlerce takla attı onları inandırabilmek için, ama hepsi boşa çıktı.

Devamını Oku
Ahmet Kemal

16*08*13


Öbür gün köye taşınacağız. Aslında yarın taşınacaktık, bir gün öteye attık. Yarın kızım damatla beraber el öpmeye gelecek. Mutlu günümüz bu bizim. Erol abinin dediği gibi hoş bir yorgunluk bu. Ev yapmak ve düğün her ikisi de mutlu telaşlardan.
Bu Erol abi hikmetli bir adam. Hani akil adam derler ya cinsten. Size onun bilgeliklerini anlatmak istiyorum: 4, 5 yıl önceydi; onu bu cami önünde tezgâh açmaya başladığı yıllar. Bana meyve ilaçlama makinesi satmak istedi ucuzundan. 25 lira. Ne yapayım ben onu dedim bağım yok bahçem yok. Dua et dedim bir bahçem olsun o zaman düşünürüz. Çok geçmedi bir arsa aldım içinde meyve ağaçları. Ama ne ben ilaçlama aleti alma ihtiyacı hissettim ne o bir daha bana o aletten satmak istedi.
Kombiyi alma anlaşmasını yaptım. 12 taksit. Yarın getirecekler. Amcaoğlu kamyon gönderecek. Benim tansiyonum düşüyor. Ben artık yarım adamım. Hiçbir işe katkım olamaz. Düğün günü tansiyonumun güzel olmasına şaşırdım. Aksi olsaydı fena olurdum.

Devamını Oku
Ahmet Kemal

KIYAMET SENFONİSİ

Yaşayıp yaşamadığımız belli belirsiz
Önümüzden geçiyor insan siluetleri
Lüks balolarda şehvetli cazibesi
Bizi en zayıf tarafımızdan çeker

Devamını Oku