Ahmet Kemal Şiirleri - Şair Ahmet Kemal

Ahmet Kemal

ELLERİNİ UZAT

Elini ellerimin üstüne koy çocuk
Göreceksin zaman çok çabuk geçecek
Uzun yaz gecelerinde Görüneceğim
Belalı aşklara tutulacağız yeniden

Devamını Oku
Ahmet Kemal

10*06*15

Yarına ertelendi mezuniyet. Bu gün birkaç öğrenci gelmiş. Akıllı tahtalar açılmıyor. Anahtarlarımız virüslü. Onlar da cep telefonlarını açıyorlar video izliyorlar. Ben Safahat’ı okumaya çabalıyorum. Safahat’ı bu denli tekrar tekrar okuduğumu anımsamıyorum hiçbir zaman.
Çanakkale Destanı’nın yazmayı sürdürmeye çabalıyorum ama başaramıyorum. Aşk şiiri damarım da kurudu O’nu görmeyeli. Denemeler yazmaya çalışıyorum ama eski şevkim yok. Hilye-i Hakani’yi çeviriyorum.
Kitaplarımı hazırlamam gerekecek. Ama vakit bulamıyorum. Artık kitap çıkarın Hocam diyor öğrencilerim. Bu istekleri zamanın geldiğine yorumluyorum. Öğrenciler okuldan kaçmak için duvarlardan, camlardan atlıyorlar.
Sanal dünyanın gerçek dünyayı tehdit ettiğini görüyorum. Edebiyat ve sanatın da sanal aleme kaydığını görüyorum. Sanatın sanal dünyaya kayması yakın bir gelecekte tamamlanacak. Ama yine de ben kitaplarımı basılı görme isteğinden kendimi alamıyorum.

Devamını Oku
Ahmet Kemal

KERİME ANA

Kerim Ana kerimdir naiftir vatanseverdir her zaman
Kerime Ana merttir cömerttir onurludur her zaman
Kerime ana vefalıdır sevecendir evlat canlısıdır
Kerime Ana gerekirse vatanın için canını verir

Devamını Oku
Ahmet Kemal

FECİR DEVLETİ YENİDEN

Fecir devleti hayali görmek
Şey Galiple beraber yeryüzünde görünmek
Esrar dedeyle esrarlı yollarda yürümek
Yıkılan ve yapılan bir medeniyet

Devamını Oku
Ahmet Kemal

RAPOR


2

İyi günlerimiz olacak

Devamını Oku
Ahmet Kemal

Ben ve Fakih Ahmet

At müthiş yorulmuştu
Fakih Ahmet ne dedi

Bu kimsesiz sokakta

Devamını Oku
Ahmet Kemal

6 Temmuz 2007
Halam evde misafirim. Aziz misafir gelmiş. Evime esenlik doldu. O bize dedemin emaneti. Mazlum insan garip insan. Bir melaike. Ahmet efendinin kızı o. Mahallesinde hatta şehrinde üstün ahlakıyla parmakla gösterilen insan. Evliya denince akla gelen O.Onu sevmeyen bir kişi çıktı. Hac yolunda yavaş hareketinden dolayı ona düşman olan bir hacı varmış dediler.' Hah işte dedim bu onun münafık olmadığının işareti'. O Hacı ‘nın demek ki görünmüş koynundaki Haç'ı.
İçim içime sığmıyor. O benim ikinci annem. Çocukken beni evlat almak istemiş. Hatırımda bir bayram öncesi evde bir tek bana bayramlık alınmış 2 yaşında mıyım üç yaşında mıyım, bilmiyorum. Yeni ayakkabılar. Onları koynuma saklıyor onlarla yatıyorum. Annem razı mı değil mi bilmiyorum. Babam bu işe gönüllü. Beni de teşvik ediyorlar. Orda el üstünde tutulacaksın. Yediğin önünde yemediğin arkanda olacak. Hep yeni elbiseler giyeceksin evin tek çocuğu olacaksın. Olmuyor. Kayınpeder istemiyor. Mal başkasının eline geçecek diye. Sevinsem mi üzülsem mi bilemiyorum. O dosya bir daha açılmamak üzere kapanıyor. Ama ben biraz büyüdükten sonra halamın sevgi çemberine giriyorum. Her hafta bir gün evlerindeyim. Sıcak ev sohbet muhabbette çabası. Bu hal uzun süre devam edecektir. Ve yıllar sonra benin yerime alınan evlatlık eniştemin kız yeğeni… Onun büyümesi ile aileyle aramız açılıyor ben onlara kırılıyorum uzun yıllar o eve bir daha gitmiyorum. Eniştemin başından kaza geçiyor haberim olmuyor benim gurbet yıllarıma denk düşlüyor. Parti tercihinden dolayı ayrılır katmerleşiyor. Önce Özal sonra Erdoğan faktörü bu ayrılığı körükleyen unsur oluyor. O hep Erbakancı kalıyor. Evlatlıkları onları terk ediyor. Onu nüfuslarından çıkarıyorlar. Köye taşınıyorlar. Orada küçük bir ev yaptırıyorlar. Ve ani ölüm bu yalnız karı kocayı birbirinden de ayırıyor.
Küs değildik ama serin gitti aramız. Bir türlü eski samimiyeti bulamadık. Yıllar geçti o parti militanlığında ilerledi biz eğitim hayatında. Bir kaç kez ziyaret ettik onu bayramlarda ve en son hastalığında… Öldüğü günün akşamı evindeydik. Halam üzüntülü değildi. Anneme İsmail ne kadar yakışıklıymış dedi. Takım elbiseliydim okuldan gelmiştim. Kocasının kanla kirlettiği nevresimleri yıkıyordu elinde.
Yalnız yaşadı bir müddet. Sonra canına tak etti yalnızlık. Abisinin evinde kaldı biraz. Amcam ve hanımı bıktı ondan. D erken küçük amcamla kaldı biraz. Onlar da usandılar. Abim’e havale ettiler onu. Yengem de fazla tutmadı. Anneme havale etti. O da bir müddet sonra kıskandı onu. Yeğen baktı biraz birkaç ev daha dolaştı durdu. Yine annemle oturuyor şimdi. Ama annem yine onu kıskanıyor eziyet ediyor ona…
Şimdi arasıra ziyaret ediyorum onları altın kızlar diyorum onlara. Kızlar kızlar gelem mi, yanağızdan öpem mi? diyorum şarkı mırıldanarak. Gülüyor. El sallıyor camdan biz giderken…

Devamını Oku
Ahmet Kemal

Hayatımın en güzel yıllarını

Verdim dağlara dağlara



Devamını Oku
Ahmet Kemal

AŞK RÜYASI

Şimdi ben bir rüyaya yeni baştan başlasam mı
Bu sonsuz aşk rüyasına yeniden başlasam mı
O gençlik aşısını katsam mı hayatıma
O yaşam sevincine kavuşsam mı yeniden

Devamını Oku
Ahmet Kemal

IŞİD ABD VE ŞER ÜÇGENİ

Işid ABD ve AB’nin bir maşası. Bu maşa oldukça ABD, AB ve ÇİN şer üçgeni daha çok çorap örecektir İslam dünyasının ve özellikle Türkiye’nin başına. Bir bu şer üçgenini bir yazımızda yeni Roma diye tarif etmiş, ABD’yi Batı Romanın Batısı AB’yi doğusu, Rusya’yı doğu Roma’nın batısı ve Çin’i de doğusu olarak vasf etmiştik. Doğrusu da buydu. Evet, yine aynı görüşteyim.
Yalnız şimdi şer üçgenini bu ikilem dışında aramak gerektiğini düşünmekte, şerrin üçüncü odağının da Pers imparatorluğunun yeni uzantısı İran’da aramak gerektiğinde ısrarcıyım. Hint imparatorluğu ve Japonya bunun neresindedir, şimdilik bir şey diyemeyeceğim. Amma bildiğim bir şey varsa Afganistan ve Pakistan’ı istediği gibi elinde tutan ve yeraltı, yerüstü kaynaklarında sömüren bu yeni Batı Roma’nın El-Kaide gibi bir paravan örgüte ihtiyaç duyması, aklımıza bu Işid’ in de Ortadoğu’da sömürünün sürmesi için gerekli bir paravan örgüt olduğu duygusunu uyandırmıyor değil.
Yıllardır Türkiye’yi PKK ile elinde tutan, güçsüzleştiren, aşırı silahlanmaya sevk ederek sömüren, beri yandan borç batağına batıran Yeni Roma onun görevini son zamanda yeterince yerine getiremediğini düşünerek daha yakın ve büyük tehlike olarak dünya gündemine koyduğu bu örgütle Ortadoğu’daki sömürüsünü güçlendirmeye çalışmakta, borç batağından çıkan ve kendi silah sanayisini kurarak batı silah sanayisinin ekmeğini elinden alma ihtimalini gündeme getiren Türkiye’yi yeniden dize getirme, boyun eğdirme ve çok yönlü bir sömürü çarkının ortasına yerleştirme hamlesine koyulmuştur.
Ayrıca Müslümanı Müslümana kırdırma palan ve projesini işleten yeni Roma, önce Şii, Sünni ayrımını kışkırtmış, sonra bu ayrımlaştırmaya İslam ülkelerini bölüp parçalama yoluna gitmiş, daha sonra da paravan radikal örgütlerle bu projeyi korkunç boyutlarda tehlikeli olarak yürürlüğe koymaya inat etmiştir. Batı Roma tam bir mütecanis yapıya kavuşturulmuş, İslam dünyası ise gayri mütecanis bir yapıya zorlanarak paramparça edilmiştir.

Devamını Oku