kabahatten büyük özrüm,
dilemekle bitmiyor
ömrüme soğuk damga bu engel
ha deyince silinmiyor
bazen doğmadan alna kazındı
Yürürken kaldırımda, tabiatıyla sallapati
Yolarım yaprakları ağaçtan, gayri ihtiyari
Aman yoluma çıkmasın öyle, kedi medi
Sakınmam tekmemi atarım, gayri ihtiyari
Geçmeli insanlar yanımdan saygıyla, dikkatli
eksilmesi her geçen günümün
kopması sayfaları ömrümün
sonsuzmuş gibi okumak ihanet
bu can aslında kendine emanet
Düne bak
Olduğunca zor inanmak
Sen miydin,
O zevk-ü sefayı süren?
Özgür bir sinek gibi
Bir boka batıp,
Değişimi artık farkedebiliyorum
Aynaya bakdıkça,
Yeni izler ve anlamlar keşfediyorum.
Eskisi gibi değil gözlerim
Yılgın ve çökük,
donuk bakışlarım.
dün gece bir başıma yürüdüm
tenha sahilde rüzgarı öptüm
hep hatırladım, eskiyi düşündüm
ağıtlar yaktım, yaslar tuttum
doymaya çalıştım, ezberlemeye
ne tuhaf
bu ilk rüyama girişin
oysa iki şiir yazmıştım sana
ağlama gibi, ağıt gibi
bunca yıl sonra
duamdan mı eksik ettim
Duru bir su kadar yorgun şu yüreğim
Tuzuyla dağlanır günah sevgilerim
Kavrulsun ayakları suya ermemiş kumda
Yitip gitsin varlığım, kollarında neşeyle öleyim.
Öleyim ben öleyim
üzgünüm…
istemezdim böyle olsun
sen demlenirken sarılıp ince beline
hissetmek sıcaklığını avuçlarımda
ve yudumlamak seni doya doya
Sebze değil, iri yeşil gül goncası
Padişahların ekşi elma yanaklısı
Yalnızca lezzeti olsa gönül çeleni
Biçimsel mütecavizin önde gideni
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!