Beni kendine sor
zulamda kurşunlamış bir yürek
heybemde derviş azığı
göğünü kaybetmiş kuş misali
ötmekteyim
Benim bana ağlar
Aşk yüreğin közü, kör etmez gözü
Kırıp dökmeden gel, savurma tozu
Zemheri sevdanın, erimez buzu
Daha pay edilmemiş, ne kısmetler var
Benim çok aşklarım var
Gül bahçelerde kelebek
Çiçek kokluyorum renk renk
Olmuşum güzellere gülbenk
Ben güzeller aşığıyım
Benim neyime sevmek
Suyu kurudu çardağın
Geçmiş artık gül çağım
İnce belli çay bardağım
Benim neyime sevmek
Benim olasın
seher yeli gibi şafakla esme
karabasan çöküp nefesim kesme
gönül yarem incitip yüzün asma
hele güzel hele benim olasın
Benim sevdalarım
Günü gün eden gönül ağalar
Rüzgâra tutulmuş viran bağlar
Yârin elinden içer ağular
Düşer yola benim sevdalarım
…beni sevmez bu güzel
Eşarbından sarkmış sarı kâküller
Al yanağı örtmüş benekli tüller
Takmış çiftelemiş kırmızı güller
Ben olayım şu güzelin delisi
Beni siz hasta ettiniz
Başım dik gezerdim namerde
Minnet etmezdim hiçbir ferde
Hayat beni soktu bu derde
Beni siz hasta ettiniz siz
Beni yakan bir güzel
Ara beni zalimin kızı ara
Sen değilmiydin yolları ayıran
İnsaf etmedin düşmeyince dara
Sen öldürür beni öldüren yara
Beni yâre götür gönül
Daldım, daldıkça derine daldım
Bakışlarında yoruldum kaldım
Gönlümü susuz çöllere saldım
Beni yâre götürmez bu gönül
O gerçek bir şair. Aşkı tüm sadeliğiyle anlatan. Halktan biri... Bizden biri...
Ahmet Coşkun...
Onu tanıyalı bir kaç yıl oldu, ama onunla geç tanışmanın üzüntüsünü hep yaşadım... Benim onuncu kardeşim... Allah yüreğini salim etsin... onu çok sevdim ve seviyorum... Yaşayan en önemli şairlerden biridir..