ey eski yalnızlığım şimdi nerdesin?
kuraklık kavurdu boşluklarını ellerimin
avuçlarım ölü ruhlarıyla taştı
dalgın bakışların eyvahı mıydı içimde büyüyen
yoksa yalnızlığa çağ açan yerde misin?
eylül,
kavuşmaktır giden kuşlara inat.
dökülmektir yaprak yaprak gözyaşlarında.
saklanmak,
bir ağaç arkasında dönmeyene hasret.
eylül,
Ben asık suratına tokat yemiş
Düğmesi kopuk bir öğrenci
Gelene gidene eyvallah demiş
Bir tepe yamacıyım
Sen, dağ zirvesi
Kartvizitli babanın kızı…
gönlümdeki yangınlara şahitlik ederek
ruhumda boy veren bir parça ekmek kadar
mana imbiklerinde hasretim ne vakit dinecek
doğu ile batının meraklı bakışlarında
içli mevsimlerin aşka çağıran çığlıklarını
alıp götüren bir güz kadar yalnızım
her giden biraz yalan
her kalan biraz yarım
sen mi gidesin?
yarım kalanları tamamlamak için…
ben mi gideyim?
senden kalanları toplayabilmek için…
Ateş söner; kapanan perdeler vardır
O kızıl yapraklar açacak mı yeniden
Esrarlı bir şarkı gibi bakışlarımda sırdır
O nağme isterse gül getirsin ellerinden
Tutuşan her hücremde tufan imtihandır
Ne aynı yolun yolcusuyuz
Ne de aynı derenin suyu
Ne gidilecek yol kaldı artık
Ne bedende can suyu
Ne aynı sayfaya bakar yüzümüz
Ne aynı şiirin duygusu
Gülümserdin gözlerimin kıyısına vuran bakışınla
İçimde akan bir mahzun zaman var sanıyorsun
Öylece bir resme bakar gibi gittin acı yakışınla
Acımasız bir hırsız gibi yüreğimde gidiyorsun
Yüreğimde gezinen deli bir taydır günahım
Sen o çilingir dükkânına girdiğinden beri
Kapımın kilitleri açılmaz oldu
Göğün mavilikleri de çürüdü şimdi
Büyüyen gökkuşağını getirmişken kapına
Her bakışın bir baharı müjdeleyen
Esmer teninde ruhun taşkın sel
Gittiğin yerlere beni de götür
Gitmekse son çare diyemem ki kal
Gittiğin yerlere beni de götür
Kirpiğinin ucuna aklımı kurban ettim
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!