Muhabbet bağının deste gülleri
Sizlere bir selam vermeye geldim
Kelam-ı latifin latif dilleri
Meclisten bir sefa sürmeye geldim.............Makberî.-,Ahmet AKKOYUN
Sevda bağlarının gönlü şir'leri
Keskin bakışlarıyla, demir dağları büken,
Bir gençlik istiyorum, dâvâda mihenk taşı.
En giriftar sualin, yapı taşını söken,
Bir gençlik istiyorum, dimdik doğrulsun başı.
İmanı fışkırmalı, her uzuv zerresinden,
Kirpik mızrak gözün ok
Nokta nokta vur beni
Ne az olsun ne de çok
Hâl içinde yor beni
Zembereği tut çevir
Yıllar sonra yeniden tekrar karşıma çıktın
Seni böyle görünce gam çöküyor Ferahnaz
Kahırlı gözlerinle nasıl gözüme baktın
Bakma öyle ne olur çok yakıyor Ferahnâz
Bir zamanlar sevmiştim hemde ölürcesine
Dün gece gün doğmadı, sabah iğne ucunda.
Parça parça döküldü. gözbebeğimden hâr'ım.
Sanki bir ben kalmıştım, birde gölgem Acun’da,
Yarım yine bendeydi, yanımda yoktu yarım.
Canım yine acıdı, gece soğuk, gece kör,
Durumlar değişti zaman bozuldu
İçimize nifak aktı sultanım
Senden sonra bize hicrân yazıldı
Ülkenin çivisi çıktı Sultanım.............................Makberî/ Ahmet Akkoyun
Kansızın imânı dini olur mu
Kendimi kandırmışım meğer yalanmış ahit
Üç sahneye bedelmiş gözsüz görülen rüya
Hangi taşla örülür muhâyyeleme lahit
Zamanı rendelerken set çekti göze ziyâ
Mazim devr-i senânın çığlıklarına şahit
Kendimi kandırmışım meğer yalanmış ahit
Seni senden çalmalı
Kalbe dokumalıyım
Aşkın şiir olmalı
Bir ben okumalıyım
.........Ezberime dolmalı
Sözlerin gergeften daha da mâhir
Satır satır nakşın çıkması şiir
Bir eşi olmalı hecede bahir
Nesilden nesile akması şiir
Edebi lisândır,akışı bühûr
Ateşten,dumandan,közden haber var
Senin sesin bile yok be rüveydâ
Al bu satırları göz ucuna sar
Kirpiğine resim tak be Rüveydâ
......................off be Rüveydâ
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!