Yine gâm kervanı, kalktı içimden,
Dedim ki; ”bu civar, yâd’a yaraya”
Toz bulut yükseldi, gönül göçümden,
Ayağım dolaştı, düştüm bora’ya.
Cehd edip doğruldum, heman yerimden,
________Bir dostun ardından
Adı Nazım idi soyadı İnce
Adam gibi adam dosta yâr idi
Ülküsü Vatandı fikri derince
Köroğlu’ na Açık Mektup!
Şiirle, yazıyla, sözle,
Benim, sana haykırışım.
Nâmert, kol geziyor bizle,
Gümrah saçlarını rüzgara savur
Kalbine resmimi,çiz be Rüveydâ
Al bu yüreğimi çilede kavur
İsmimi diline, yaz be Rüveydâ
..........................off be Rüveydâ
Dinle akl-ı evvel dinle beyni kıt
Bu Vatan Türklerin Türkün Vatanı
Zannetme ki gücün yeter be çıfıt
Her metrede bindir Şehit yatanı
Kim dedi soysuzluk bulur inayet
Sır odur damarda gezerken fikir
Üzerine mühür çökmesidir sır
Perdesiz yükselir semaya zikir
Nefes nefes kiri sökmesidir Sır
Sır odur Vatan'ı bilmektir ülkü
Zaman gözde feri ver
Beri değil geri ver
Sabır taşını uzat
Sığınacak yeri ver
Namuslunun yollarına
Çalı çırpı taş dökerler
Namussuzun hâllerine
Boyun eğip baş bükerler.................................. OZAN İLO
Namussuzun önü açık
Yaşlı bir adam vardı, elinde çekiç, çivi,
Örsün başına çökmüş, gamzesinde gizli hâr.
Gölgesine yapışmış, ızdırâbın alevi,
Yalnızlık sancısının, kafesinde pişe-kâr.
Belki de kimsesizdi, belki de yoktu evi,
Yaşlı bir adam vardı elinde çekiç, çivi.
Dedim ay gız, yara nedir?
.....................dedi içimdir
Dedim bana böler misin?
.....................dedi ki yoh yoh
Dedim ay gız, gara nedir?
.....................dedi saçımdır
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!