Bu kış, her nereye baksam şeytani bir bakış
Akşam gibi çöker gölgesi üstüme üstüme
Bu kış, suya dökülen bir tutam aldanış
Ne zaman çubuğumu daldırsam uçar ansızın göğe
Buz dağı devrildi, arkası görüldü
Ağlamayan pek çok, buna gönül üzüldü
Derbeder kalmak, mutluluktan paye imiş
Eski havalar yine odama süzüldü
Bugün burak, sevgilimden bir yonca getirdi
Akşamüstü, göz pınarlarımdan içirdi
Dağıttı, mil çekilen şehrin bulutlarını
Eski günlerin hatrına, yüreğinden geçirdi
Ne sağım var ne solum ne gidecek orta yolum
Menderes'in izinden çıkan demokrat (!) solum
Erise de halkın önünde mumum ağar ağar
Keyfimin köşesine kurulmuş dev bir karakolum
seven insan sevdiğini görünce hiç yolunu değiştirir mi
ki ben değiştiririm sanki şimsek düşmesinden kaçar gibi
mavinin o şuh ve sonsuzluğa çıkan dehlizine girmeden
girerim nerede bir çıkmaz sokak varsa onun içine hemen
orada yolumu gözler o zamana dek olan günah aşklarım
Bir gece ansızın düştü zemine,
Teker teker gökyüzünden nağmeler.
Yeryüzü, çocuk düşlerine döndü;
Kirletemedi mazotlu gezenler,
Ve üstünde yokluğa direnenler...
10.05.2006 tarihinde annesini kaybeden,
Ozan Alkan dostuma...
Kargalar uçuşur başımın ucunda kara kara kargalar
Kaldırımların üstüne kayıplardan çocuk kanı damlar
Dağlamasın ağlamasın da daha ne yapsın dağlar
Seksendokuz yıl oldu kuruldu cumhuriyet
Ey gidi Mustafa'm, kime niyet kime kısmet
Bilirim, fikir çelimsizliği,
Sana hasretimle eş değerde.
Kaderin çektirdiği şu filmi,
Yanına geldiğimde bitir de!
Ben, bir garip kul, bir garip insan,
Sen bir sihirsin
.................nerden geldiği belli olmayan dünyama
Savurdun en karamsar günlerde teselliyi ruhuma
Durma şimdi durma
..............................açtım ahtapot kollarımı sana
Sevgimle boğacağım seni acısız
Ahmet gerçekten mi? Sen artık yok musun? Paydos mu dedin bu dünyaya... Bak bunları ağlayarak yazıyorum umarım bu bir şakadır...