Ezelden sallanır dünya,
Düşerler birer birer.
Bir ben kalırım ayakta,
Bir de yanımdaki gölgeler.
Ben giderim, gölgeler gider,
Gözlerim gözlerim benim kapalı gözlerim
Açınca içine toz toprak kaçan gözlerim
Aldanma sakın aç diye direten sözlere
Açılınca gözlerim,ben kendimi özlerim
Gözlerinde bulurum düşlerimi;
Kat kat tabakaları arasında.
Bir o yana bir bu yana savrulurken
Sarhoş misali, gözlerinin karşısında...
Her tabaka ayrı bir esrar,
Amaç paylaşmak ise yazımızı,
Bırakalım da yazılsın tamamı!
Olmaz şiiri yarı yolda kesmek,
Damaktayken kesmeyelim tadını!
(Gruplarda şiirlerini yarım yazanlara)
Bu sana yazdığım sanma ki son şiir,
Aşkını anlatmaya ne an yeter, ne de devir!
Devirsem de karşımda duran güçlükleri bir bir,
Erişemez gücüm, sevdanı etmeye kelepir!
Sandık sandık düşler düşlüyorum sancısız
Acısız abartısız tasımızı tarağımızı toplayıp
Aklımızın almadığı acun köşelerine gidiyoruz
Dönmedolapların hep döndüğü, hep döndürdüğü
Eşek kadar adamların çocukça eğlendiği bu dünyada
Tarihine karşı şarkılar söyletiyor bize kör görgü
kim demiş
.......şu renk
.............bu renke
.......pek uymaz
uymak istese de
......başkaları duymaz
Mağrifeti sevginin, gönlün layıkındadır
İğnelemek değildir harici güzellikleri
Haykırdıkça yürekten titretmektir yürekleri
Raksını sevginin, kelimelerde gizlemektir
İşlerken izleri cani misali iliklere
Bahtiyar olmaktır her kan çıkışında
Bazen an gelir
....................konuşmak hiç kolay olmaz
.........sarılırsın sarımsı kelimelere
veya an gelir
.........susmak zor gelir
Tut ellerimden gezelim cihanı dört köşe
Ezmeyelim bizden önceki ayak izlerini
Belki rastlarız bizi çıkartacak bir düze
Örtersek eğer iskarpinlerimizin gizlerini
Ahmet gerçekten mi? Sen artık yok musun? Paydos mu dedin bu dünyaya... Bak bunları ağlayarak yazıyorum umarım bu bir şakadır...