Yazılar kaldı kâğıt üzere,
Malâkât değil miydi fikirlere,
Yolu yanlış olana akıbeti rast gele,
Akılsızlık olmadı ucuzluğa bu denli hibe..
Zekanın zekâtı akla gebe..
Utangaç bir tebessüm,
Gözlerim içinde yoğun acı ve keder,
Acı içinde kıvranıyordu gerçeğinden,
Yapışık tebessümü gördüm yüzünden..
Olanlar yanlış, ahlâk dışı..!
Yozlaşmış günah şehri,
Ahlâk polisliği,
Burada kanunu çiğneyen kimse yok,
Çünkü zenginlik ülkesi..
Düşler karanlık,
Rüzgâra kapılmış bir yaprak gibi,
İman ve ahlâk fukarası,
Ne korkunç bir cinayetti bu,
Birden gözlerime yaş hücum etti..
Mendille göz pınarında titreşen yaşları sildi,
Emanet akla ziyan,
Bu halimizle nefis perişan,
Ölüm ötesine göz kırptık günahla,
Utanç duyuyor şeytan bile bu akıldan..
Ahlâk, iki dudak arasında lüle,
Fırtınayla yarışan bu ahvâlin rüzgârı,
Güneş kırmızısını,
Gök bulutunu,
Yer toprağını saklıyordu..
Yeni gün gece ortasında başlar,
Rüzgâr dalgalı,
Fetvâlara bir omuz atmalı,
Kesin yargılar yerine,
Sözler, kelâmlar yumuşatıldı..
Akıl yaşta değil başta işte,
Islaklık hatırlıyorum,
Tuzlu bir ıslaklık,
Sahte acımacının biriyim..
İçimin mevsimlerine uymaz şu tabiat,
Hüzünlü mevsim, yağmur yağacak,
Ak kağıtların omuzlarına yüklendim,
Bir o sancı çekti birde ben çektim,
Yıllar geçtikçe ağladık,
Bir o karalandı bir ben dertlendim..
Ak kağıtlar üzerine sırlarımı verdim,
Düştüğüm benim cehennemim..
Ürüyor günah, çoğalıyor felaket,
Savaşın içinde gömleği kanlı askerim,
Bulaşan günahlardan, temizlenemedim..
Savaş sonrasında adımlar suskunluk,




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!