Sükût intihar etti,
Suçlu gözler bu yüzden sessiz,
Yalnız gönülden düşen kaygılı,
Duvarlardan gölgem parladı,
Aynalardan yüzüm sancılandı..
Dayanabilir miyim bu yaptıklarıma ?
Yapacaklarıma ?
Intikamı alacağım derken dönüştüm !
Onlara mı benzedim ?
Onlar gibi olmaya dayanabildim mi ?
Içimdeki vicdanı susturdum sadece...
Kırılır tüm bedenim sözlerin hücumunda,
Reçine kokusu vardı havada,
Istırap dolu çığlıklarda yılmadım,
İçimde huzursuzluk duygusu yayılı..
Bir okyanus kadar derindi pişmanlığım,
Müspet bir tesir bırakmış,
Fikrî münâkaşaya..
Yüreğini kızgın ateşin yaktığı cefasına,
Gözlerden taşan nimet yaşları,
Yanakları ıslatmaktaydı..
Dilim hançerli dilim yaralı,
Sözler hep öteden diyarlı,
Gönül tutmaz aşkı sevdayı,
Sadakât pamuk ipliğine bağlı..
Pişmanlığa dem vurdum,
Köleyim irademe,
Iradem köle nefsime,
Ruhum ıstırap çekiyor,
Her uzvum isyan kendine..
Sonda biliyorum üzüleceksin,
Hayaller ilmek ilmek örüldü,
Ihanet o ilmeği çürüttü,
Bilerek sonu yürüdük,
Şerri görünce isyanla irkildik..
Yaptığımız hatalarla dürtüldük,
Göğün bulutsuz mavisinde,
Yıpranmış silüeti gördüm,
Kaybettim gülücüğü,
Acı acı ağlamaya giriştik..
Berrak ve güçlü sesimde,
Karanlıkta muazzam ve haşmetli figür belirdi,
Fırtına bulutlarının fon müziği,
Titreşen zayıf ışık hüzmesi,
Çalınmıştı kalbim..
Nehirler cılız düşüp kurudu,
Öterek feryat ettiler,
Yüzüm karanlıkta kaldı,
Ufka somurtarak baktım,
İğneli sözleri hiçte umursamadım..
Mutluluk umarak hafifçe dudak büktüm,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!