Kaptan amca beni geçerken
Karşı kıyılara bırakır mısın?
Oralarda ne mi var? herşey
Çocuklar, sesler, ışıklar var
Bayramlar ve her türlü uzaklar
Herkesin her yaşta
Dizinde ağlanacak bir annesi olmalı
Oradan bilinmedik uzaklara doludizgin
Çocuklardan da çocuk tahta atlarla
Aşılmaz dağları geçip ulaşmalı
Hangi saatte durur şiir
Hangi saatte başlar
Horozlar hangi saatte öter
Hangi saatte yıkanır ışıkla
Gecenin çamuruna batanlar
Bir de pisliğin çiçek gibi büyüttüğü
Uyuşuk ve anlamsız otlar var
Ünlü yayınevlerinde
Halka ışık tutan bütün romancılar
Öfkeli öfkesiz bütün ressamlar
Baştan bütün filmleri
Ve bütün romanları
Unutturacak gibiydi,
Birden alışkanlık oldu.
Şurada oturur
Yürürlükte hava su ateş toprak
Yürürlükte irili ufaklı atomlar
Çürümüş sanıların karşısında
Bu arada yalnızlık sürümden kazanıyor
Uydurma aşkların yanı başında
Benim bir canla sevip
bin özlemle andığım,
Bari gölgeni bırak bana
Su çiçeklerinin en güzel yanları
budur,
Giderken gölgelerini verirler suya.
Günün akşama çalan mavisinde
Uzun yağmurların ardından
Bekleyişlerin buruk sessizliği
Neydi o okyanuslardan saraylar kuran
Şimdi hiç tanımadığımız özlem
Durmadan bana sorardı seni
Gün doğarsa denizlerin üstüne dalgalardan
Güneşin en azından bir umut olduğunu
Duymalısın her zaman
Hep çok uzun bir gemi gibi açılır suda
Bir şey taşır ufuklara, ufuklardan
Nicedir elimde gül dalıydı
Değişti, değişti hançer oldu
Baba bunu kendime mi saplasam
Ya da bir gündoğumuna saklasam
Daha gün ortalığa dağılmadan
Al diye çekip vursam mı adamı
çok güzel bir şiir
Güzel şiirlerin sahibi güzel insan, felsefe profesörü.. Birçok şiiri Ezginin Günlüğü tarafından bestelenmiştir..
“alışmak yaşamaktır bakıp bakıp kendine
yaşamak bir gün uyanmaktır
birgün birdenbire yalnız kalmaktır
yaşamak alışmalardan sonra
alıştığın her şeyle savaşmak ...
Şairi İnsancıl dergisindeki yazılarından tanıdım.Şimdi ise kendime rehber edindim.Ülkemizin aydınlık yüzü hem de pırıl pırıl bir yüz