Güz vurgunu bir çocuk
Annesi ona hırkalar örüyor
Ama yalnızca düşlerinde
Karanlıkta ısınmaya giderken
Bir şeylere gülüyor
Onlar her şeyi yalan yazar
Şiirleri, masalları bile
Sen beni dinle çocuğum
Sakın korkma
Kan denizi yok gökte
Senin değil bir çocuğun elleri
Bir daha gülebilmek için yürek genişliğince
Bir susmanın gölgesine sığınır
-Ellerinde kopan bütün tutuşlar
Eskiden kalma bir savaş düzeni
Büyük kuşların uçmak zorunda olduğu gökleri
Eski sürüngenler bir türlü anlamadılar
Bir kanat vuruşuyla çekip gitmeleri
Yol korkakları her zaman yadırgayacaklar
Ve birden geriye dönüşün kırmızı gülleri
Akşam soğan kavrulan evlerde
Yoksul bir çorbayı ateşe koymadan önce
Son geleni bekler gibi seni beklemek
Bir yudum alır gibi bir kadeh buzlu rakıdan
Çocuk annesine güvenir gibi
Sonu belirsiz bir yolculuğa çıkar gibi
Neden onu görünce
Karışıyor ellerin birbirine
Onu görünce neden
Kendini bırakıp gidiyorsun giderken
Bırakıp gidiyorsun ve sende
Sandığa koy bu mendili, kullanma
Üstünde martılar uçuşuyor
- Her biri bir mavinin telaşçısı -
Başedilmez bir deniz demektir bu
Kimseye gösterme, sandığına koy bunu
Çok zaman geçmiş aradan,
Nasıl kaçırmışız güzel yazları,
Bazı akşamlar hiç olmamış,
Nereye gidiyoruz demeden,
Yokuş aşağı salmışız atları.
Bir akşamüstü balçık kuşları
Sessiz dökülürler yorgun akşama
Zehirli saatler emzirir suları
Günün ardından uzanıp dağlara
Yağmacılar doruklarda yıldızları çalarlar
Tutkular kimden yana
Kimden yana kaygılar
Gün geceye değişirken
Bu sancılı akşamda?
Soğuk anlamsız kadınlar
çok güzel bir şiir
Güzel şiirlerin sahibi güzel insan, felsefe profesörü.. Birçok şiiri Ezginin Günlüğü tarafından bestelenmiştir..
“alışmak yaşamaktır bakıp bakıp kendine
yaşamak bir gün uyanmaktır
birgün birdenbire yalnız kalmaktır
yaşamak alışmalardan sonra
alıştığın her şeyle savaşmak ...
Şairi İnsancıl dergisindeki yazılarından tanıdım.Şimdi ise kendime rehber edindim.Ülkemizin aydınlık yüzü hem de pırıl pırıl bir yüz