Açıklara çıkalım boğulmamak için
Günün kuytu yerleri şimdi harap
İçimizde bir ezgi inceden inceye
Bizi kendimize bağlarken akşam olur
Karanlığı gümüş rengine boyar mehtap
Şimdi belki benim gibi ölesiye yalnızsındır
Uçan kuşları gözlemektesinidir tek başına
Çamların yeşiline dalmış gitmiştir gözlerin
Radyo dinliyorsundur ya da susarak
Bir kitabı okumaya çalışıyorsundur kim bilir
Sana duyduğum sevgi bir akşam
İhtiyar ölümleri gibi geçti kapımdan
Saksıda bir sardunya dalı gibi yalnız kaldım
Ne ağlamayı becerebilmişimdir doğrudan doğruya
Ne senin ugrunda ya da başka birinin
Ben kimim yaramaz bir çocuk
Sessizliğiyle kendine gizlenen
Bugün bile simyacılar iyi kötü
Bir şeyler bulup çıkarmak isterken
Ben kimim zamanın kıyısında direnen
Bir mavide birden değişmek olur
Bakışın bakışıma vurunca
Ölüp denizlere karışmak olur
Bakışın bakışımdan yorulunca
Akşamın binbir rengi
Deli bir tekne olur yüreğimde
Nerede gül beyazı balıklarım
Deli bir tekne olur yüreğimde
Bütün yaşadıklarım
Şimdi öksürtür beni
Yıllar önce içtiğim
O paslı cıgara
İçsem de almam tadını
Kokusunu duysam yadırgarım
Bir sigara yaktım durup düşündüm
Neyim var neyim yok döküverdim önüme
Yeniden gözden geçirdim kendimi
Kendime yabancı düştüm gene
Nasıl da sert davranmıştım kendime
Şimdi daha iyi anlıyorum
Dulcinea seni en çok andığım
Bu garip bu bilinmez akşamlardır
Büyülü kırık dökük hanları
Kral saraylarına dönüştüren
Anlaşılmaz gizidir akşamların
Sevinç bizim güneşte üzümlerden
Sabah işe giderken
Düş diye süzdüğümüz güzelliktir
Başını döndürür bekletirsen
Ortanca çiçeğinin gölgesine
çok güzel bir şiir
Güzel şiirlerin sahibi güzel insan, felsefe profesörü.. Birçok şiiri Ezginin Günlüğü tarafından bestelenmiştir..
“alışmak yaşamaktır bakıp bakıp kendine
yaşamak bir gün uyanmaktır
birgün birdenbire yalnız kalmaktır
yaşamak alışmalardan sonra
alıştığın her şeyle savaşmak ...
Şairi İnsancıl dergisindeki yazılarından tanıdım.Şimdi ise kendime rehber edindim.Ülkemizin aydınlık yüzü hem de pırıl pırıl bir yüz