Yüreğimin tamirhanesinde,
Eksiğimi tamamlar gibi,
Uzun uzun düşündüm.
Bütün isyanlarımı seferber ettim,
Hüznün alfabesini ezberledi dudaklarım.
Elim kaç kere gitti geldi kaleme,
Arkası gelmez bir aldanışa,
Kendimi inandırıyorum her gün yeniden.
Benjamin Button’a benziyorum bazen,
“Elbet bir gün buluşacağız ”diye,
Söylenirken Zeki Müren.
İçimde rotasız bir gemi ile
Bu sabah eğreti düşlerden,
Yine küskün uyandım.
Kalkanını düşürmüş bir savaşçı gibi savunmasızım.
Kırılgan ışıklar saçıyor fırtınalarım.
İçim Bhola Siklonundan çıkmış adeta,
İrkilen benliğimin derinliğinde,
Bir otobüs dolusu kimsesizlik var cebimde,
Buz tutan ellerimin soğukluğuyla,
Birlikte tempo tutuyoruz az ileride,
Aşk mesajlarına zemin olmuş otobüs durağında.
Her yer ilanı aşk naraları kokuyor renk renk,
En çok da “Seni seviyorum ”yazmakta harfler…
Az önce bir bulut yürüdü,
Karanlık giyinmiş bütün caddelerden,
Kılıç kuşandı zihinde sır tutan düşünceler,
Kaybolduk sen ve ben.
Ve huzuru istila edilmiş sevinçlerimden,
Gecenin menziline düşer gibiyim,
Ben içinde cinayet kokan her şiirde,
Mahkeme salonlarında sorgusuz sanık.
Nedametsiz sözcükler tükenir belleğimde.
Sesimi duyan kenara çekilir ansızın.
Dört tarafım sabredilmez uğultu.
Ve ansızın,
Üzülme,
Yine de kıyamam sana.
Mevsim bahar sevdiğim,
Bütün günahları kapatıyor polenler,
Üzerime tortu tortu dökülüyor,
Kurtçukların larvaları,
Aralığın ürkekliğinden kaçarken
Yolumu düşürdüm yoluna
Yollar yollara aşındı, yıllar yıllara
Ömrümün arşına çıktım efil efil
Yüzüm yüzüne değdi zamanda
Ocağın tam ortasında…
Hayaller zemheri, umutlar uzak,
Şu meczup halimi, sil be kemancı.
Yarınsız kalmışız, vaatler tuzak,
Birazcık yanımda, kal be kemancı.
Son nefes gelecektir, hep böylece bakmışım,
Mürüvvetin görmemek, ruhumu yıkar evlat.
Benki sana neslimi, emanet bırakmışım,
Bu yüzden evlenmemen, canımı sıkar evlat.
Bilgiden geri durma, çabala öğren çalış,




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!