Biliriz ya Sevr vardı gırtlağımızı sıkan,
kurtardı bizi bundan Lozan.
Demişlerdi ya Lozan’da İsmet Paşa’ya,
getiririz sizi yine kapımıza.
Paşam, gelirsek elinizden geleni yapın,
demişti Avrupa’ya.
Buğdayı ambarda saklarsan yeşermez,
Olgunlaşmaz, artmaz.
Sen, istediğin kadar güvende hisset kendini
Ambarda buğdayım var diye.
Belki bir defalık karnını doyurur.
Tarlaya serpersen yeşerir, başak verir, olgunlaşır,
Önce gönül hekimi olmalı hekim,
sonra beden hekimi.
Öyle yürek açmalı ki hastasına,
baştan yüzde elli katkı sağlamalı şifasına.
Önce ulaşabilmeli hastasının gönlüne,
Ses! ..
Bir cismin titreşimi,
tüm maddenin biri biriyle iletişimi,
kâinatın ahenk içinde işleyişi.
Kuantum alanlar titreşiyor,
Yenemedim kendimi,
yenemedim bir türlü.
Hırsızlığa, haksızlığa,
tembelliğe, aptallığa,
döndürülen dolaplara,
insanlık halidir, olabilir ya
Yaz yağmuru altında yürüdün mü hiç?
Sadece yağmurda yürümenin,
Yağmurla ıslanmanın zevkini tatmak için.
Burnundan ve çenenden sular damladı mı?
Saçların ve giysilerin yapıştı mı vücuduna?
Objektif bir gözle izledin mi hiç, evreni ve doğayı?
Gerekli olan her şey, gerekli olduğu zamanda
Ve tam da doğru yerinde var değil mi?
Gerekli olmayan, fazladan hiçbir şey de yok.
Sen de gerekli olduğun için,
Zıtlıklar var biliriz ya evrende.
sıcak-soğuk, canlı-ölü vs. gibi.
Hayır, zıtlık falan yok aslında.
İç içe evrende herşey,
aynı mekânda ve aynı zamanda.
Gördüğün, duyduğun her ölüm olayı,
Sana, ömrünü nasıl geçiriyorsun diye sorar.
Biten her bir yıl,
Sana, bu yılı nasıl yaşadın diye sorar.
Biten her bir ay, her bir hafta,
Sana, bu süreyi nasıl geçirdiğini sorar.
Yeni bir dünya var dediler,
Bencilliğin, kötülüğün ardında.
Yeni bir dünya var dediler,
Herkes çok mutluymuş orada.
Bu dünyaya uçakla, otomobille gidilmez,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!