'Saki nerelerdesin
Kadehim şarabına hasret
Dil damağa yapışmış nice geceler
Yoksa cana kast mı edersin
Muhabbete susamış dile nispet'
aşk bir yaban güvercini, kanadında hoşum ben
uçurduğu binbir dağda yaşlı bir berduşum ben
nice sillelerden geçmiş dimdik bir duruşum ben
ne gümüşüm ne altınım paslı bir kuruşum ben
hayat garip, Dünya bir sirk, kafesimde kuşum ben
Nice koşturmaca,nice kanmaca
Nice bomboş eller nice ummaca
Nice aldanmaca nice sanmaca
Yalanmış direği yalan Dünyanın
Bir parmak bal imiş yalandığımız
“Ben bu derde kaf dağında tutuldum Agop
İnanmasan da
Ulan ne işin vardı dağda bayırda adamım
Uğraş dur şimdi işin yoksa
Deyip, biryandan kıkırdasan da”
bir devinim
öylesine işte
sebebi gözmüş elasından
ya da gözmüş iki tane iki dünya kadar yalan olanından
ya da gözmüş,falan filan
son bir devinim işte
kendini halâ
market raflarında sanan
üzerinden kamyon geçmiş kutusundan
son birkaç damlası sızan soğukluk gibiyim
Dil yarası var bu şehirde
Hayret
Meyhaneler
Ayık mı ne
Martılar yalpalalıyor
Balıkhanede
bu yıldızlar bize küskün be hemişom
zinhar gülmezler yüzümüze
ve bu rüzgarlar bir daha saçlarımızı okşamaz
öpmez alnımızdan bu gidişle kartaneleri bir daha
kan damlar özümüze.
Kevgir gibiyim bu dem
Kocamış çınar kurtları
Hamarat birer amele,
Vazgeçmek bilmiyorlar,için için
İçimi eliyorlar
Yaşlı kabuğumdaki
ışığım oluverdin, apansız
ılık yaz gecelerinin sihrine büründü
sönük yıldızlara tutunamamışken
cancekişen son ümitlerim
'berrak pınarlardan yansıdın göz göz
biraz gec buldumu sairi ve siiri, yawas, yawas, sindire sindire okumak lazim diye düsünüyorum.. saygilarimla...