Gurbetin deli ıssızlığı
Çarptı kapkaralarını yanına alıp da
Vurdu bağrıma bağrıma
Yalnızlığımı ezberletti...
Han duvarlarının kirli korkunçluğunda
Bu gün günleriymiş dünyada
Gününü gösterdiklerimizin
Yada gün yüzü göstermediklerimizin
Oldu..................................? ? ? ? ? ? ? ?
Bosnada
bir ıslık çal
şart değil bişeye benzemesi
zaten şu aralar
ne
bişeye benziyor ki...
İçsel bir karmaşa bu
İsyanların duvarları
Duvarların isyanları
Zorladığı
Mutlulukların, ışıksız saksılarda
Hanım beni çok sever
Sıkıldıkça (Çok nadir sıkılır ya)
Pisi pisi kontenjanı sevmeler
Sırtımı ihya eder
Sırtım sevmeleri pek sever
Leyla, bende cinsi önemsizleşen muhteşem sevgili
Çöldeki kum tanelerince Leyla
Sakallarımca sık,hücrelerimce gerçek
Öteki Leyla bilirim beni hep sevecek...
Nilüferli gölde buz tutacak yalnızlığımla
Karanlıklara alıştım
Korkularımı katlettim inadına fısıltıların
Patikalar güzergâhım şimdilerde
Sağolsun ayın ondördü
Herdaim,hep ondördü
Ve her daim yanımda
gördünmü bak
o kadar da derin değilmiş
gecenin ıssızında
koynunda yunduğun koy
balıkları hiç bile gümüş,
ve yosunları kahrolası kayaların, saçların
''Nilüferli gölün sarıbalıkları
özler oldular şimdilerde
zarif mavi yusufçukları'''
Beşgöz* koynunu karabataklara açtı
soldu sazları kıyılarında
Bana fazla bu yürek
Bin parça edeceğim
Yeşillikler içindeki
Kör kayalara;
Sağır ve dilsizi oynayan
Zalim oyunculara
biraz gec buldumu sairi ve siiri, yawas, yawas, sindire sindire okumak lazim diye düsünüyorum.. saygilarimla...