Hüzünlü bozkır bulutları
Bu kez güleç geçiyorlar gökyüzümden
İlk kez hoşgörüyorum
Yılansı ıslıklarını isterik solukların
Sahte pırıltıları düşerken gözümden
Korkak ellerimi ilk kez acıtmıyor
ah ah aaaahhhh
şimdi
şu an
göcekte olmak var
üç metrelik kayık, piknik tüp, tava, rakı ve oltalar
ve
Kuzey eser;
üşütür sımsıcacık elleri
Kunduz barajlarında oyalanır az;
cılız dere
İşte hepsi o kadar
Sonra yatağı değişir,çorak çirkin tarlalarda kurur
aşık ölmeliyim
Sokağa atmalıyım kendimi
Önüme ilk çıkandan bir sigara otlanmalı
Parkta keskalaka biriyle şiir konuşmalı
Yine dudaklarıma bir parmak bal çalıyorsun
Biliyorum bu eşek kadar adamla kumar oynuyor
Ve kıs kıs gülüyorsun,hem de yüzüne yüzüne arsızca
Kendince keyf ediyorsun
Umurumda değilsin biliyormusun
Akşam sinsice sokulurken hiç yalnızlığıma
Etekleri gurbet türküleriyle alev alev
Dağlar üstüme üstüm e geliyor sanki,
Üşüyorum
Yüreğimde ince bir sızı
Pek hayra alamet bir hal değil inan ki
Ay mehtaba dönüşsün hayalimizde
Ben den(izin) olayım
Sen kum(salım) ol
Dalgalarım
Önce öpsün masum kıyılarını
Sonra arzuyla kucaklasın kumlarını
Birden
Kendimi farkettim
Kırık dökük bir yalandaydım
Önce başkası sandım
Döndüm
Arkamda yoktum
günbatımında şimdi
hüzün dağlarım
gurubun kızıl dudakları
son yamaçlarımı yalarken
karanlık pusuda, karanlık aceleci
tıpkı sen
Sulara yazılan yazı misali
Silinip gidecek
Bu sevda birgün
Yayından çekilen dizi misali
Silinip gidecek
Bu sevda bir gün
biraz gec buldumu sairi ve siiri, yawas, yawas, sindire sindire okumak lazim diye düsünüyorum.. saygilarimla...