eski bayram yerleri düştü çocuk gözlerine
ağdalı alışkanlıklar sokağının
akasyaları bir bir ağlaştılar sevinçten
geç kalmış olsa da bir dönüşün kıskaçtayken kulakları
daral dı belkide yanıltan zaman zaman
'Aciz olmak elin kolun tamamsa;
Utanman gereken koca bir ayıp'
'Ticarette Her türlü yol mübahsa
Ananı da sat babana boyayıp'
gel dostum
dert ortağım agobum
sen bakma benim yerle yeksan halime
çek şu üçbacaklı tahta iskemleyi
sokul hele usulca iskeleme
'Kırık dökük sevdalara
Yapılan binlerce beste
İniltiler arşa varmış
Vefasızlar arsız halâ,
Vefasızlar aheste'
adam amuda kalktı
kavonoz japonu kıpkırmızı
koltuklar kendi kendilerini yıprattı
yüzleri değişmeyenindendi
reklamların kan beynine sıçradı
zaman usulcacık tuvalet penceresinden sıvıştı
kirli sakallarını o değilden kaşıdı adam
gözleri daldı gitti, ufukta batan güneşi avlarken karşı dağlar
kirliydi camlar
canı sıkılıyordu besbelli,küfretti karanlığa
çare olmayan cüce mumlarına, kaplumbağa hızların
Kursağın bu kadar darsa
Şair olsan ne çıkarki
Küfür ettiğin a yarsa
Şair olsan ne çıkarki
Barışık değilsen senle
Agop
Bu sefer sek içeceğim
Koy şu zıkımı,mezede istemez
Ne varsa sileceğim
Alacaklılarımı bi bahane bul
Postala bu akşam boçlularımıda
Zakkumların süslediği dağ kuytularında
Gün batımı
Yalnızlığını çılgınca özledim
Oysa sen hep yanımdaydın biliyormusun
Hep gönlümün yücelerinde
Hep beynimin kıvrımlarında,derinimdeydin
Hayır daha sonra okuyacağım
Canına şiirlerin
Kırk katırın kuyruğuna bağlayıp
Kırk satırla doğrayıp
Kılı Kırk yarmadan
Kırmızıya boyayacağım
biraz gec buldumu sairi ve siiri, yawas, yawas, sindire sindire okumak lazim diye düsünüyorum.. saygilarimla...