Bilmezsin dikeni batanın, yüreğini yakan gül olduğunu
Güller solunca anlıyor insan, dikenin nimet olduğunu
Gelir gelir, hayrıyla hasenatıyla
Kalır gitmez, kalmaz işi gayrıyla
Bilseydi insan hakikat, ölümün dirilişinde
İmtihanın sırrı Rabbi idrak, can ile gönülde
Hayat pazarı bura.
Nice boyda kederlerden,
Nice yaşamlar dikilir,
Endãzeden, robadan;
Kiminin kalıbı dar, kiminin bol.
Ah! Şu duvarların bir dili olsa
Ah! Bir anlatsın, taş dersin oysa
Kimsenin bilmediği yokluğunu sana
Her cuma uyanınca, yanağın yanağımda
Sevda desen, değil çok yukarıda
Gelip geçer herşey, hepsi bir basit rüya
Dünya, göz açıp kapamak gibi bir hülya
Üç kıtaya koşanlar, bir vatan parçası daha kurtulsun diye
Can verir can üstüne, şanı yüce Allah'ın davası yükselsin diye
Kimide oturmuş leblebi dizerken, rakısı boğazından akarken
Hainlik semirir, ihanet yer sofrasında, evladım düşerken
İmtihanı beddua sanma, vesvese yapma
Elhamdülillah de, elin aç sonsuz mevlaya
Gürültüler parlamalar sarsıntılar
Kıyamet içimde; titremekte bedenim
Kan fışkırıyor havaya topraklar
Her düşen bombada parçalanan benim
Kurşun gibi delmede beynimi kelimeler
Tüm kirlenmişliğini sildim, bir kalemde,
Aşkından başka şey görünmedi gözüme.
Saflığını sundum, yüreğimin ben sana,
İhaneti sen yazdın, bu aşkın alnına.
Tüm defterleri kapatıp unuttum seninle,




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!