İnsan elinde kirlenen gün
göm geceye umutlarını
berrak sabahlarda bekler
Vuslat vakti güneşin,ufuk sevdâya serilmekte
Gönül rengim bu akşam,türlü efkâra bürünmekte
Yorgun düştü gözlerim,gölgelerde gün eskimekte
Gönül rengim bu akşam,türlü efkâra bürünmekte
Çöktü yine,esmer yüzüne günün
Akşamın hüzünlü sîmâsı
Kanatlarında bin bir hengâme
Yolculuk telaşında kuşlar
Seher vakti başlamıştı bu taşınmalar
Ol Yaradan ki bırakmaz,kimsesiz kimseyi
Ne mes'ûd hânedir bu arz,ne kimsesiz evi
düşüp o tatlı rüyanın,zevk-i dem'ine dalıp
aşka memnû bahçelerde gezme gönlüm boş yere
nefs denen leyl-î hülyânın,cazibesine kanıp
fâni dünya zemininde,üzme ömrüm boş yere
sarınca derdi sevdânın,halden anlar edibler
sana seslenecek birazdan
yüreğimin sabâ nidâları
sıva kollarını
titresin teninde su
vakt-i seher hazz'ında
bir duâ'nın
Allaha bir can borçluyum
İpten ipe dizsen nolur
Kevgir ettin yüreğimi
Posalarım süzsen nolur
vakit
toparlanma vakti
uyanıp,üryan düşlerin yatağından
çeketimi atıp omuzuma
gidiyorum
Mehtâb;
Yıldız salkımlarının arasında bir zenbil
Bakışlarını öper hüzünlü gözlerimin
Sarkarak sessiz uzaklardan
Cennet sarhoşluğu yaşatır
Güneşli bir günde ıslanmaktı belki
Uzağındaki kentin bulutları,üzerine çöküp
Bir yabancının gözlerinde
Gözbebeklerine kadar kararmak
Şairin dediği gibi;bilmeden yakalanılan sağanak
Belki aşktı bu
Aslında pek çok defa sizin şiirlerinize ziyarette bulundum ama hiç birine yorum yazısı yazmadan sayfanızdan çıktım.
Kaç defa okudum bilemedim bir çok şiirinizi.
Ama eremedim dizelerinizdeki sırra.
Yazamazdım yorum hiç birinin altına.
Ben okudukça silindi her kelime, uçuştu ekra ...