Yüreğim de sancı, gırtlakta düğüm.
Öksürsem gözümden yaşlar geliyor.
Hayatım karmaşa, aklım kör düğüm,
baharım olmadan, kışlar geliyor.
Sense yaşıyorsun, benden uzakta.
Yıldızlar sarardı mı bulutların arasından,
görünmez oldu mu gecenin siyahlığı,
kırağı düşer gibi kır çiçeklerine,
yüreğime sen düşersin
Adını söylemeye züleyha’ları çağır
Kesilen her parmakta Yusuf diye inlesin.
Esaretin zindan da yakub’un çilesi mi?
Kenan seni söylesin, Kenan seni söylesin…
Yusuf’um gözyaşını akıtma heba yere,
Ah sın sen.
Günahsın sen.
Sol yanımda yüreğim,
sevdim diye seni,
günahlara müptela.
Beni bana sorma sevdiğim,
beni bana sorma...
uzayan yollara, kaldırımlara sor.
İnan beni benden iyi bilir onalar.
Bitmeyen gecelerde yoldaşım onlar.
Yağmura gebe bulutlar gibi,
dolu dolu gözlerin çocuk.
Fırtınalar kopuyor besbelli yüreğinde,
besbelli acıyor içinde bir yerler,
işte aşk böyledir çocuk.
Bir çetin sevdaya düştü bu gönül,
Lal olmuş yüreği, dili neylesin.
Us ile çözülmez bu işin sırrı,
aklı azat etmiş deli neylesin.
Bu sırrı eylesem aşikar olmaz.
Sen kendine yeni diyen sene…
Geleceksen adam gibi gel.
Bir kanadı kırık,
Annesinin dört güvercininden biriydi cevahir.
Ne kendini tanıyordu ne de ötekileri,
Gülden cemaline meftun olduğum,
al zülfünü açma, yel alır gider.
Gece gündüz hayaline yandığım,
hayalin gözümden, ben alır gider.
Aşamadım yüce dağlar ardına,
Yıkık ve viran olmuş evlerin arasında,
Bir intihar kaygısı sürükler peşinden beni.
Gri bulutlar
Mavi gözlü çocuklara tükürür.
Zamanın rahminden fışkırana,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!