Oturdum uzun zaman,
umutlarımla düşlerimle konuştum.
Seni şikayet ettim belki,
belki anlattım her şeyimi.
Dudaklarım da sigaram son nefesim,
kulaklarım da ismin,
Adını andığım an,
tarumar olur babil´in asma bahçeleri.
Bizans yıkılır, ben yıkılırım.
Tarih yeniden yazılır gözlerinde.
Adını andığım an,
Saki,
patlat oradan bi şarkı.
Hicaz olsun.
Zira gözleri hicazdı o güzelin.
Ağıt koy iki yudum,
Püskürsem, atabilir miyim gırtlağımdan,
dikenli teller gibi dolaştığım fikrini.
Sökebilir miyim yüreğimden, tırnaklarımla.
Hicran saatim yine.
Ocağımda çay yerine, sancılarım kaynıyor.
Cevrin de, tasan da, başka güzelmiş.
Sen naz et, çekerim, öf bile demem.
Seni sevmek bu yaş da, tavda güzelmiş,
süründür ardından, vah bile demem.
Sevdanı başıma taç yaparım ben,
Geçmez oldu burda günler sevdiğim,
kavuşmak zamanı yakın mı bilmem,
gece düşte gördüğüm, hayra yorduğum,
sevilmek zamanı yakın mı bilmem.
Erir'mola yüce dağların karı,
Sen aşktan ne anlarsın, kereste müdürü.
Hiç yarım kaldı mı düşlerin.
İt yatmaz saatinde gecelerin.
Yıldızlar sararır sabaha karşı.
Gece yarısı kurşun akar içime.
Şimdi,
bir saçları kızıl görsem,
sen sanıyorum.
Şimdi,
sokaklar boyu hep,
seni arıyorum.
Bu şehre de kokun sinmiş.
Güz yağmurları çoktan dinmiş.
Bir kokun kalmış sokaklarında.
Hangi şehre varsam ayak basmışsın.
Benden evvel.
Benden evvel yürümüşsün kaldırımlarında.
Gök delinir,
yer yarılır gibi.
Ve siyahına sarılır gibi sonsuzluğun,
gözlerini öyle içtim ben.
Eğer doğmasaydı güneş,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!