Gök rengi bir rüya
Kızgın çöl ortası
Ben kumda emekliyorum
Mavi bir ter boşanıyor
Saçlarımdan, şakaklarımdan
Doyumsuzca çırpınıyor
Ay ışığından almış yüzün rengini
Ah! O gözlerdeki hançer pırıltısı..
Lime lime edecek bir rüya beni
İşte bu, ölümün ölümsüz sancısı
Ah! O gözlerdeki hançer pırıltısı..
Billur bir damla
Bir kurşun
O gün vurdu beni
Aldırmaksızın
Amansız çırpınışlarına
Evvel zaman iç çekişlerimin
Çiçekler erkenci bu yıl
Korkuyorum, endişeliyim
Bir masum kurban gidecek cinayete
Bilemeyecek de canisini
Yazık! ..
Serzenişimden sezmedi
Günahların en büyük günahı bizi günahkar yapmaları değil, zamanla kalp gözümüzü köreltmeleridir. Kalp gözünün körelmesi ise, insanı kainata sadece baş gözüyle nazar etme ve hakkikati gördüğünden ibaret sanma gafletine düşürmesi bakımından son derece vahimdir.
10/06/2011-Ankara
Abdullah ACAR
Sabahlar uğultuyla başlar
Uğultuyla biter gün
Zihin gölüne atılan taşlar
Nerede çıkar! Hangi gün...
Akşam bir solgun yaprağını daha
Yükleme kaderim bu ağır yükü
Taşıyamaz şu düşük, cılız omuzlarım
Yıllar boyu gam çekti çünkü
Şimdi yorgun, halsiz omuzlarım
Dayanamaz kalbim, sus, konuşma
Bu gece rüzgar ciğerlerime
Nefes değil, şiir üflüyor
Mısralar boy boy diziliyor önümde
Kendiliğinden goncasını açıyor kelimeler
Düşlerin en izbesinde
Sensizliğin süzmesinde
Bir dervis cezbesinde
Seni arıyorum
Gündüzün nefesinde
Seninle dost olduk, düştük bir yola
Günlerce yürüdük, vermedik mola
Aklıma sorular geldi bir sürü
Sorsam bir türlü, sormasam bir türlü
Önce bir gemiye bindirdin beni
s.a kurbetteki arkadaşım bana mail adresimden ulaşırsın inşallah maverapazarlamahotmail.com aramanı bekliyorum