Ey uykuya dalmış insan.
Karşıdaki bizim dağlara güneş doğdu kalksana.
Neden yatarsın.
Gün çoktan ışıdı görmez misin baksana,
Yüzünü örtmüşler
Sırt üstü sessizce yatarsın.
Zaman yedi bitirdi,
derman yok, dizlerimde,
titrer oldu ayaklar merdivenlerde,
gücüm yok,
güçsüzüm artık.
Yollarda yürürken bile.
Gönlüm yine hîcrân dolu, bîtâb hale düştüm
Sevmiş seni gönlüm niye gelmen mavi gözlüm,
Gönlüm perişân şimdi, yanar kor gibi gönlüm,
Sevdim seni çık gel sarı saçlım, mavi gözlüm,
Akşam yine sordum seni mehtap dedi bilmem,
Gitsen görsen bizim yeşil bağları,
Sular vardır, duramazsın sesinden,
Bahar gelsin, selden boğar yolları,
ve korkundan geçilmezsin üstünden.
Irmak olur, aşar geçer dağları,
Çürük elma gibi attın çöplere,
Verdin de sen beni dilden dillere,
Ortaya çıkacak halim kalmadı,
Sen düşürdün beni dilden dillere.
Rezil rüsva ettin, yaşlı dedin’ de,
Çıktım sahilden,toroslara doğru,
Dolandım durdum, eğri büğrü yolu,
Koklayıp geçtim çam ormanlarından,
Sallanıp gittim, Ankara’ya doğru.
Etrafa baktım, geçtim ovasından,
Dost arar gibidir.
Dal salmış yerlere söğüt ağacı,
Her dalda öterdir minik serçeler,
Dibinde uyuklar, bir insan başı,
Kokardır al güller ve de laleler.
Sizlere sevgi borçluyum,
minnet borçluyum,
ve sevgi borçluyum,
ey düşler ve nice hayallerden içinde yürüdüğüm,
yalnızlığımı, benimle paylaşan,
dost kaldırımlar.
Ben geçmişi gözüm yaşlı anarken,
Kimler geldi, bir bilseniz aklıma,
Kimi dosttan, kimi elden düşlerken,
Dostlar düştü, her anışta yâdıma.
Neler çektim, hüzün veren yıllarda,
Ermenekli yapardır etsiz batırma,
Yaz günü yerlerdir, onlar bağında,
Yorgunsan hoş olur,onun yemesi,
Tepside yenirdir, bostan yanında.
Baharda dikilir, eğrim fidesi,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!