Ucu bucağı olmayan bir sevgi
Beynimden silinmeyen bir acı
Nasıl baş edeceğimi bilemediğim bir zaman
Emanet bırakılan sevdiklerim
Seni hatırlayan en son kişi ölene dek hatırlanırsın diye bir söz okumuştum. Değerleri yaşatmak için birşeyler yapmalı. Ne çok isterdim adının geçtiği içinde binlerce tomurcuğun filizlenip bir orman oluşunu. Belki birgün.... Neden olmasın sen benim yüreğimde daima yaşayacaksın. Daima mutluluğumun içine bir damla yağmur inecek. Daima sana sesleneceğim. Tabiki benim de daimalarım toprağa karışana sesim çıkmayana kadar. Bugün başucundaki çiçek solmuştu üzdü beni sonra bir baktım ki çürümeye başlamış. Çiçek açtığı zaman ne kadar mutlu olmuştum oysa. Bugün ise bir o kadar umutsuz. Sanki o çiçek değil de çürüyen bedenini gördüm karşımda. Birer birer solan kuruyan ve çürüyen dallarını kopardım belki bir umut toparlar diye. İnanıyorum toparlar o. Çünkü onun adı Zeynep kızının eli deyince sesini duyunca o can suyu almış gibi olur. 1 hafta gelemedim yanına annem hemen dalların eğilmiş , yaprakların solmuş boynunu bükmüşsün yapma ama böyle ben ne yapayım her dakika bekliyorum seni ama gelmiyorsun biliyorum gelemiyorsun sen. Ben gelirim Annem sen yeter ki boynunu bükme öyle çaresiz kimsesiz gibi çiçeklerin çürümeye koyulmasın. Sen gülüşünü saklama , biliyorsun Gülünce ne kadar güzel ve özel olduğunu. Bükmesinler boynunu çiçeklerim ,üzmesinler beni!
Kelimeler dolunca boğazına hücum ediyor ve kimi konuşarak , kimi yazarak bir bir def ediyor harfleri bütünleştirip. Kime olduğunu düşünmeden bazen konuşmak iyi geliyor. Birilerine birşeyler anlatır gibi değil o an süre gelen beyin göçünü bir kenara bırakıp yenileri hücum etmeden siper almak gibi. Beyaz bir sayfanın nazi Niyazi yada bir beklentisi yok sözlerinden. Öylece kalabilir ,kimse üstüne alınmasada olur. İnsanlar gibi susmak , beklemek ,bekletmek yada cevabı yarım bırakmak yada hiç cevapsız da bırakmıyor. He küsmüyor sevinmiyorda. Sadece oracıkta bekliyor tepkisiz suya bırakılan bir yaprak misalı rüzgârı görünce akıntıya kapılıp kayboluyor hepsi bu. Hic'liğe bir kağıt gemi daha bıraktım hepsi bu..
Mutluluk diyorum ,
Özgürlüğe çırpılan kanatlar görüyorum ,
Bir düş sanki...
En romantik bulduğun bir film karesinin içindeki baş rol oyuncuları oluveriyorsun.
Gözleri gözlerime değince midemden ağzıma kadar uçuşan kelebekleri hissediyorum.
Mutluluk kimin kimi ne kadar kandırdığıyla alakalı.
Ne kadar inanmak istediğin
Ne kadar güvenmek istediğin
Ve buna ne kadar göz yumabileceğin.
İnanmak istediğin gibi herşey,
Böyledir hayat işte uzaktan toz bembe
Yakından kara bulut.
Uzaktaki ne bilsin karşısındakinin kara bulutunu.
Empati ,empati diye yeri göğü inlettim.
Acının derinine indikten sonra lal kesildim.
Ne bilsin karşımdaki tepemdeki karabulut.
Kelebeğim geldi. Annem geldi.
Camın öbür yanından bakıyor öyle.
Yine kayboldu dakika bile daha olmamıştı oysa. Cam açıktı davet mi bekliyordun benden , yoksa yolu mu unuttun. Neden gelmedin ,neden tekrar tekrar gittin. Odanın her yanında seni arıyorum acaba gözümü kapatıp açmanın arasında içeri girmiş olabilir misin?
Kelebeğimle konuşmayıp buraya yazdığım için mi gittin yoksa bir anda o asi gelen rüzgâr mı seni ürküttü. Camı birazdan kapatmak zorundayım ama perdenin ucu Aralık belki gelirsin de görmek istersin diye tam kapatamiyorum perdeyi. Ben seni göremiyorum ama sen gör için rahat etsin istiyorum. Kelebeğim dikkat et hava çok soğuk ve rüzgar sert ve asi esiyor geceleri. Kendine iyi bak Annem...
Kırgınım sana nasıl anlatabilirim bunu bilmiyorum.
Uzağında duramıyor ,yakınına varamıyorum.
Burası neresi bilmiyorum.
Kırgınım sana...
Hani çok istersin ,
Olsun diye dualar eder , olması için beklersin ya.
İşte tamda ondan sonrasında bekleme süren uzayınca artık yavaş yavaş vazgeçersin.
Nedendir bilmem tam da vazgeçtiğin anlarda gelir istediğin.
Sonra bir müddet ne sevinebilir , nede üzülebilirdin. Bekleyip beklememe arasında kararın ters köşesinde durursun. Sonrası akıp gider. Zaten fazlaca bir şıkkın yok. Sü akıp yolunu buluyor. Hayat akıp yaşama ulaşıyor.
Neyse ne diyordum hep hissettiğim vitrin camındaki oyuncağın güzelliği. Elinde olanın kıymetsizliği.
Uçlarda yaşamak
Öyle dolu dizgin değil
Her an düşecek gibi
Dengeyi bulamamak
Öyle hınzırca değil
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!