Zamanında , anında ve yaşında yaşanmayan herşey yüktür insana. Hepsinin bir döngüsü bir şartı vardır.
Geceyi sabah etmemek için
Sabahı akşam etmemek için
Uğraşıyorum ne zamandır.
Ne yapacağını bilmez bir hal aldı yaşamım.
Ölmeden toprağa gömüldüm demiyorum da
Kokusunda anlarsın cana can kattığını.
Yağmur yağınca huzur da görürsün kokusundaki güzelliği.
Üstündeyken gün gelir altına çeker seni toprak.
Nereye gidersen git topraktan kaçışın yoktur.
Can alır ,can verir .
Büyür büyütür
Ay tutuldu Günes'e
Güneş tutuldu Ay'a
Ben Güneş ve Ay'ın tutulduğu gibi tutuldum sana.
Ansızın yüreğime geldin.
Sanki ne var ne yok süpürmüşsün.
Karıştım, tutunamıyorum!
Sanki çivilenmiş gibi ayaklarım gidemiyorum.
Başı boş şekilde dolanıyor aklım.
Vazgeçemem dediklerimden vazgeçmeye başladım.
Hayat ; mucizelere ve umutlara gebedir.
Yaşam; nefes alabilmek için direnmektir.
Tabiat; dört mevsime birden ayak uydurmaktır.
Toprağın , taşın yaşayan tüm canlının bir arada kalakaldığı ,
Sevgisizlliğin insanın içine çağırdığı öfke hırs ve kızgınlık.
Mutluluk ele avuca sığmayan , tutmayı başaramadığımız onca hissin en önemlisi.
Bir yanınız mutluluk ,bir yanınız mutsuzluk içindedir ya .
Hani gitmek ve kalmak arasında sıkışıp kalırsınız ya !
Yani ölümü beklerken geldiğini hissettiğin zaman istememek gibi.
demem o ki ; ben ölüyorum ve sen mutluluk buna rağmen hala fısıldıyorsun kulaklarıma "mutluluk" diye!
Ben ölüyorum diyorum , beyin derinden sarsılmış.
Sen gözlerimin önüne gülüşünü getiriyorsun.
Uçurumun başındayım.
Bir adım ötede ,bir adım geride.
Sana o kadar yakınım ki...
Bir adım atsam yanında bir adım geri atsam uzağında.
Gel seninle uçurumun kendisi değil de,
Mutluluk kimsenin üzerinde iğreti durmaz ya ama ben taşıyamiyorum.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!