hani kuşlar vardır gökyüzünde
özgürce kanat çırpan
işte öyle bir adam sokağın köşesinde
alabildiğine özgür
alabildiğine meteliksiz
bilmem hangi köyden kalkmış gelmiş
ben olguları yıldızlara anlatırım yaz akşamlarında
muamma desinler başka bir şey değil desinler yanarım
sonra muamma nedir diye sorarım kendime
bence muamma mutsuzluğun kare kökü sanki
dipsiz bir kuyunun son kertesi belki de
düşersin de çıkamazsın hani
taç yaprakları gecenin ya da yaban otları
ne fark eder bir söylentinin izinde
sarhoş bir deniz anası gibi
yaşadığı kenti tanımayan
bir umarsız gezginin
bilinmeyen adresidir köy çeşmeleri
kocaman bir gök gürültüsü düştü gökyüzünden
gök yıkılınca dünya bir yana, enkaz bir yana elbet
ve akla ziyan serencamı umutsuz çığlıkların
yabanıl suların sonsuz kıvrımlarında
kendi cüretini yarattılar birden
kentsoylu bir çağrının adresiydi sokaklar
şiir,
öylesine özgürlük alanı
ne yazarsan yaz
kalır yarına
bir şey yazmazsan eğer
eksilir elbet
özgül ağırlığı kadar yaşam umudunun
çok uzaklardan bilinmezliği sürer, görseniz
ve derin uykulardaki rüyalar kadar büyür
saydam uğultusu mor kaküllü rüzgarların
yakından görünmesi gibi ellerimin ve evrenin
bulutlar da üstüme üstüme gelir sonra
bırakıver anıları zaman dışı konaklara
soyutla bilincini geçmişten yavaşça
özlemlerim yağacak yağmur yerine birazdan
sırılsıklam özlemleneceksin hiç kaçınılmaz
oysa çiçekleri solgun içimdeki duygusal bahçenin
ve kurak topraklar örneği duyarsızım anılara
martılar gülümsüyor bana uzaklardan
uzaklardan kanatlarını çırparken nazlı nazlı
eğreti bir donukluğa yaslanmış bakışlarım dalgın
yaslanır gibi karlı dağların doruğuna
sonsuz umutlara yaslanır gibi heybetli
yılların tutkusunu büyütürüm içimde, yılların sevgisini
sezen aksu'ya
sezen'sin sen
sezensin herşeyi
tüm güzellikleri
incelikleri
bir sızıdır fildişi zamanların saçağında kilitlenen
tekmil maviliği nazlı bir çakıl taşının
ve brıghton'ın dalgalı sahillerinde
gönüllere sığmayan bir özge gizemdir
gurbetlik
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!