Zeki Günay Şiirleri - Şair Zeki Günay

Zeki Günay

Şeriat gölgesinde, büyüyen çınarım,
Allah der ki? Ben her bir kulumu sınarım.
Kalbimde Allah aşkı, her kula kanarım,
Allah için ölür, Allah için yanarım.

Sabah, Öğle, İkindi, Akşam, Yatsı,

Devamını Oku
Zeki Günay

İnsanımız çeşit, çoğu ayrı bir telden,
Ut keman gitarı, ayrı dinden Allah’ım.
Önceden âşıklar saz ile söyleşirdi,
Şimdi ortalık, pek karışık Allah’ım.

Şiire böyle girdim, kimisi anlarda,

Devamını Oku
Zeki Günay

Dünya fani ölüm gerçek bunu herkes biliyor,
Gerçeği gördük ama doğrulmadık Allah'ım.
Bir günah batağına batmışız gidiyoruz,
Bir kurtuluş yolu göster bize Allah'ım.

Haklılar haksız olur, haksızlar haklı olur,

Devamını Oku
Zeki Günay

Bir gün peygamberler zamanında yaşıyan peygamber yakını Allah'ın çok büyük Alim Veli kulu varmış. Hatsiz günahkar Şirk batağında yüzen putlarla çevrili bir kavmin içinde yaşarmış bu kavmin ileri gelenleri onun söylediği sözlere uymaz tam tersini yapar onunla alay eder deli der ağza alınmayacak hakaretler eder ona çok büyük acılar çektirir iftiralar atarmış. O Kavmin gözünden o Alim Veli kulu bir utanç derecesinde düşürürlermiş. Bir gün o Alim Veli kul yarı uyanık yarı uykulu halinde Hızır gelir birde beyaz örtüler bürünmüş kim olduğunu kavrayamadı çok büyük bir güzellikte bir zat gelirmiş bazen acaba bu bir melek mi dermiş. Hızır ile bu güzel melek görünümlü zat sana yapılan haksızlıklar acılar iftiralar gökyüzünü daralttı eğer bu kavmin bu yol üzerinde yürümeye devam ederse bu kavmi terket çünkü Allah bu kavmi helak edecek az insan kurtulacak der. Alim Veli olan kul son kez uyarım Allah affetmeyi seven sabırın en büyüğü ondadır der. Hızır ve melek görünümlü bu iki büyük zat uymaz larsa terket. Alim Veli olan kul nasıl terkedeyim bunlar beni bırakmıyor. Sen sıkılma daralma üzülme sen daralıp üzüldükçe peygamberler ağlıyor der. Sen yola çık Allah onları yedi gün yedi gece uyutacak onlar uykudayken onları o korkunç azap bir anda yakalayacak kötü ve günahkarlar helak olacak iyi insanlar ise uyandıklarında saçları sakalları bembeyaz olacak birbirlerine baktıklarında hepsi birbirinin saçını sakalını işaret parmağıyla gösterecek ve hepsi saçlarının sakallarını bembeyaz olduğuna şahit olacaklar der. Ey Allahın Alim Veli kulu Unutma zulme haksızlığa susan dilsiz Şeytandır. Ve sakın ola bu insanlar üzülme bu insanlar büyük hesaba büyük azaba uğrayacak unutma LA TAHZEN İNNALLAHE MEANA der. Bu söz üzerine vakti geldiğinde Alim Veli kul yola çıkar ve Allahın vadettiği olur. Kötü günahkar insanlar helak olur İyi insanlar uykudan uyanır. Kimisi yedi saat uyuduk demiş kimisi yedi gün uyuduk demiş kimisi yedi hafta uyuduk demiş kimisi yetmiş yıl uyuduk demiş. Etrafına baktıklarında evlerin yıkıldıklarını her tarafın paramparça olduğunu ve insanların bir anda nasıl yok olduğunu anlamamışlar. İşlerinden bilgisi olan bir insan o Alim Veli kul bu insanları yıllarca uyardı lakin kimse dinlemedi onunla alay ettiler ona küfür ağır hakaretler ettiler ona deli deyip taş fırlattılar ona çirkin kötü iftiralar attılar deyip dizlerin üzerine çökmüş Allahım bizleri affet deyip yalvarmaya başlamışlar. Diğer bir rivayete göre kavmi bu Alim Veli kulun son uyarısına uymuş kıyamete kadar dünya üzerinde insanlar içerisinde büyük güzellikler içinde yaşamış.

ŞAİR YAZAR= ZEKİ GÜNAY 21.09.2023

Devamını Oku
Zeki Günay

Mağdurun birisi derviş, öbürü ermiş,
Hakim savcı zamanında, kürsüye gelmiş.
Adaleti hiç sorma, o çoktan gebermiş,
Allah'ın selamı, her yerde verilmezmiş.

Mahkemenin fiyatı, bir kuruş bile etmez,

Devamını Oku
Zeki Günay

Doğruları yazdık diye sırt döneni sevmeyiz,
Küfre kucak açanlara adamsınız demeyiz.
Kılavuzu karga olana, biz selam vermeyiz,
Allah Kuran peygamberden başkasını bilmeyiz.

Bizim için her yer meydan ya yaşar ya ölürüz,

Devamını Oku
Zeki Günay

Bir gün Hazreti Musa Ulu-l azam Peygamberi o şerefli insan ellerini açmış dua ediyor Allah'a şöyle sesleniyor. Ey Rabbim bana verdiğin Peygamberlik ilmiyle insanlara adaletli davranıyorum lakin senin adaletini bir kezde olsa görmek isterdim. Yüceler yücesi Allah Hazreti Musa'ya nida eder. Ey Musa Sen benim adaleti anlayamaz ve kavrayamazsın çünkü sana verdiğim ilme göre akıl verdim der. Hazreti Musa Peygamber yarabbim belki bir kısmını anlarım der görme arzusuyla ısrar eder, Yüceler yücesi Allah ey Musa filanca çeşmenin yanına git çeşmeye yakın bir yerde saklan ve olan bitene sakın müdahale etme. Hazreti Musa Rabbim beni sabredenlerden bulacaksın der yola koyulur filanca kuyunun yanına varır. Orada bir ağacın arkasına saklanır çeşmeye doğru bakar. Çok güçlü bir savaşçının çeşmeye yaklaştığını görür. Savaşçı göğsünün kenarında Asılı olan altın kaseyi suya düşmesin diye çeşmenin üstüne koyar suyunu içer lakin Altın kesesini çeşmenin üstünde unutur gider. Ardından çeşmenin başına bir çocuk gelir altın keseyi görür su içmeden altın keseyi alır oradan hızlıcana uzaklaşır. Üçüncü kişi ise eli bastonlu bir yaşlı adam çeşmenin başına gelir su içmeye başlar. Ardından Altın kesesini unutan o güçlü savaşçı gelir. Çeşmenin üstünde altın kasesini göremeyen adam yaşı adamın yakasından tutar Ey ihtiyar burada bir altın kese vardı içi altın doluydu nereye sakladın çabuk çıkar ver altınlarımı der. Yaşlı adam titreyerek ben almadım inan ben almadım der. Şavaşçı yaşlı adamın üstünü arar birşey bulamaz ve şöyle der ben gelmeden Altın keseyi sakladın bana yar olmayan sana da yar olmasın der yaşlı adamı kılıçla oracıkta öldürür ve çekip gider. O yüceler yğcesi Allah Musa peygambere nida eder. Ey Musa gördün mü adaletimi Hazreti Musa şaşkın bir halde Rabbim beni affet lakin bu Adalet biçimini anlayamadım kavrayamadım şaşkınım çıkmazdayım der çünkü böyle bir Adalet biçimi anlamak zordur. Yüce Allah Musa peygambere şöyle seslenir ey Musa ben sana demedim mi benim Adaletimi anlayamazsın. Ey Musa aklında şüphe kalmaması için sana bu adaletimi anlatacağım der. İlk gelen kesesini çeşme üstünde unutan o güçlü savaşçı Altın kesesini alıp giden çocuğun babasının elinde ne varsa aldı sattı ve o kesenin içine koydu bende hakkı hak sahibine teslim ettim çocuk babasının hakkını alıp gitti Şavaşçı ise ettiği günahıyla elleri boş kaldı. Çeşme başına gelen üçüncü kişi o ihtiyar adam gençken çok güçlü bir savaşçıydı genç güçlü savaşçı iken altın kesesini çeşme üstüne unutan o güçlü savaşçının babasını döverek öldürmüştü aynısı şimdi o ihtiyarı başına geldi Ey Musa yani anlayacağın kıssasa kıssas oldu der. Sonra Hazreti Musa Peygamber ey Rabbim bana bir yol göster der. Yüceler yücesi Allah Ey Musa elinde ölü bir balık ile iki denizin karışmadığı o yere doğru git lakin Hızır'ın yaptığına karışma sadece sabret der. Ulu L azam olan Musa Peygamber heyecanlı bir şekilde Rabbim beni sabredenlerle bulacaksın der ve yola koyuldu işte Hızır ile Musa yolu İki tane birbirine karışmayan denizde başlar. Ne zaman iki deniz birleşirse işte o zaman Zahiri İlim Ledün ilmini anlar ey insanlar Allah Musa peygambere Hızır'a alışsın diye Ledün ilmini uyguladı Musa şaşkına uğradı işte Hızırla yolu üç olunca ayrıldı. Musa'yı anlamak belki kolay Hızır'ı anlamak zordur Allah'ı anlamak Musa Hızır ve Hızır gibi olanlardan daha da zordur. Allah size Kuran-ı Kerimi Zahiri indirdiği halde anlamazsınız ya Ledün ilmiyle ndirseydi nasıl anlayabilirsiniz. Allah akla fikre ilme göre yol verendir.. Yolcu yolunda gerek.

Kul kulun Yoksa İlmi,
Var bul ilimli kulu.
Dört bin çeşit İlim var
Kaça ayrılır kolu.

Devamını Oku
Zeki Günay

Ben zenginliği istemem,
Bana Allah olsun yeter.
Fakirlik güzel bir şey,
Bana Allah olsun Yeter.

Ne azayım ne sapayım,

Devamını Oku
Zeki Günay

Pireler büyümüş gözünüzde dev olmuş,
Bit ite karışmış uyuzlar yola durmuş.
Diş gösteren köpek vatanımda kudurmuş,
Eyvallah etmem ben Allahtan başkasına.

Hadsiz soysuzlar hududu nereden bilsin,

Devamını Oku
Zeki Günay

Bilen kul der, bi iznillah,
Hakk bir Allah, haktır Allah.
Yoldan sapan dönsün çabuk,
Allahtan başka yok ilah.

Kıblemiz kabedir bizim,

Devamını Oku