Burda bir mübarek var,
Masasında börek var.
Emre Hoca dostumken,
Düşmana ne gerek var.
Amca der, usta demez,
Ne o anı unuttum, ne o anın tadını,
Hasret koydum sevgilim sensizliğin adını.
Belki gelirsin diye, her gece bekliyorum,
Seni sayıklıyorum düşlerimin kadını.
Ah o gülümsemeler, ah o güzel gamzeler,
Altında belek,
Sırtında yelek,
Sanki bir melek,
Bu Ceyda bebek.
Ağzını açar,
Deli deliye baktı,
Çakmakla fikir yaktı.
Delinin akıllısı,
Peynirden gemi yaptı.
Peyniri yiye yiye,
Bir gülümser yüz ile,
Gel süzüle süzüle.
Bak ne hâllere düştüm,
Yâr üzüle üzüle.
Bakma öyle el gibi,
Düşlerde buluşuruz, gözlerle konuşuruz,
Aşka davet edersin düşlerimin kadını.
Öpüşüp koklaşırken, aniden uyanırım,
Sen kaybolup gidersin düşlerimin kadını.
Yüreğime işledim o elâ gözlerini,
Şu aptal kutusu çıktı çıkalı,
Soyunup ekrana çıkanlar gördüm.
Gözler mi kör, kulaklar mı tıkalı?
Yoksulun evini yıkanlar gördüm.
Madımak Oteli yandı Sivas'ta,
Mertlikte mertlerin hası,
Kemençeli her havası,
Dürüstlükte en âlâsı,
Giresunlu Mustafa Bey.
Kafası tam Laz kafası,
Ben ne bir şeytanım, ne bir meleğim,
Aşkınla pervane saf bir erkeğim.
Ne olur, bu gece arzula beni,
Yanına geleyim canım sevdiğim.
Göz göze gelelim, gözler konuşsun,
Hem sevindim, hem üzüldüm,
Her günümü dert etmedim.
Olgun bir yaşa gelmişim,
Yıllar geçmiş fark etmedim.
Bazen mutlu, bazen mutsuz,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!