Başım yastıkta
Gecenin ikisi seni düşünürken.
Kapının kilidi zorlandı.
Sessizce. Biraz uğraştın telaşlı.
Beceremedin, belki kızdın.
Ne de olsa kapının kilidini değiştirmiştim.
Karabatak gibi olacaksın...
Bir görünüp,
Bir kaybolacaksın bu alemde.
Göreceksin... Ve göreceksin
Kimler gerçek dost, kimler vefalı.
Beni eskisi gibi sevmeyeceksen,
Hayalindeki sevişini hatırlamak yeter bana...
Çünkü hayalin, beni senin gibi kırmayacak.
Bana eskisi gibi bakmayacaksan,
Hayalimdeki bakışını görmek yeter bana...
Seni özlediğim kadar
Seni seviyorum.
Benim özlediğim kadar
Beni isteseydin;
Eşim olurdun.
Taksim’de bir tramvay...
Sen... Ve ben...
Bir akşamüstü elele...
Bir muhallebi tadında hava...
Bir sinema çıkışının
Kalabalığına karışıyoruz...
Eğer beni unuttuysan,
Essin en azgın denizlerin fırtınaları,
Uçuşsun tozları uzak çöllerin,
Lanetler yağdırsın sana olan sevgime
Kararmış bulutlar, tufan gibi gökyüzünden.
Ne güzel mevsimdir şimdi Datça.
Uzanıp kumsallara,
Sonra dalmalı serin sulara.
Oturmalı Dutlu Kahve’de,
Çay içmeli sohbette, muhabbette.
Yatmıştım,
Uyandım kokun burnumda...
Yoksun
Yanımda, yastığında...
Soğukken birden sıcak,
Bir ney üflenir hüzünle,
Nefes nefes.
Bir kağıt bezenir özenle,
Ebru ebru.
Bir kubbe dökülür sabırla,
Kurşun kurşun.
Niçin susuyorsun?
Konuşuyorsun da ben mi duymuyorum?
Ya da duyuyorum da konuşmuyor mu zannediyorum?
Yoksa ben sarhoş mu oldum?
(26/04/2005, Salı, Kozyatağı)
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!