Sevda-i muhabbette
Mutluluk da olur, acı da.
Gerekirse
Ayrılık da...
Ama aşk, emek ister.
Sevgi, emek ister.
Duvarlara çarptığında,
Üzülüp ağladığında,
“Beni tekrar al” diye yandığında,
Gönlünü açan ben olacağım.
Kalbini kırdıklarında,
“Sana ihtiyacım var” dediğimde
Bir garip baktın yüzüme.
Sanki et almaya gelmiş
Bir müşteriydim kasaptan.
Benim ihtiyacım et almak olsaydı
200 milyona en tazesi,
Bir akşam oturmak istiyorum boğazda,
Vuruşunu dinlemek bir piyano tuşlarında
Hüzünlü notaların bir kadeh kırmızı şarapla.
Seni konuşmak istiyorum kendimle,
Kimseye sezdirmeden sessizce...
Boğazın o hafif ayazı vurmalı
Beni içine çeken anaforlardayım...
Derinlere gittikçe ortalık kararıyor...
Bağırmak istiyorum, nefesim çıkmıyor.
Siyah bir ahtapot sarıyor etrafımı;
Sıktıkça sıkıyor bir damla canımı.
'Zorlaştırma bu ayrılığı bana'
Deme ne olur.
Hayat zor...
İnsanlar zor...
Yaşamak zor...
Kararını ver.
Bu tren kalkıyor artık...
Ya senle,
Ya da sensiz...
(06/04/2005, Çarşamba, Kozyatağı)
Konmuşum aşk bahçesinde
Yalnız kalan bir tek güle.
Beklerim açsın goncasın
Bülbül misali öpmeye.
(20/03/2005, Pazar, B. Çekmece)
İlk kez bu sabah
İçimde bir boşlukla,
Sensizlikle uyandım.
Sesini duymadan
Güne başladım.
Bu şiir demir alırken
Koşacağım ben de hayallerin peşinden…
Hiç sevmemiş olur muyum?
Aksini söyleyenin
Aklı yoktur zahir.
Bilakis sırılsıklam aşık da olmuşum…
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!