Bir armağandır yalnızlık yaslı gözüne.
Sürmedir inceden çekilen solmuş yüzüne.
Bir matem dokunmuş, gönül ayrılık teline
Bir bekleyiştir suskunluk hasret demine.
Şair:Zekeriye Tek
Gölgeler dokunmuş kızıl kumlarına aşkın.
Bir avuntu gibi tutulmuş saçlarına dalgalı.
Gölgeler dokunmuş kızıl kumlarına aşkın.
Bir çığlık gibi vuruyor duvarlara zavallı.
Gölgeler dokunmuş kızıl kumlarına aşkın.
Kapanmış güneş efsunlu gecenin dizlerine.
Bir çığ gibi düşmüş sanki akşam üzerine.
Aşkın hükmü okunmuş emsalsiz bahar gözlerine.
Gölgeler dokunmuş kızıl kumlarına aşkın.
Şair: Zekeriye Tek
Gölgeler dokunmuş kızıl kumlarına aşkın.
Bir avuntu gibi tutulmuş saçlarına bulutların.
Gölgeler dokunmuş kızıl kumlarına aşkın.
Bir mühür gibi vurulmuş duvarına yedi katli arşın.
Gölgeler dokunmuş kızıl kumlarına aşkın.
Ask tedrisatından gecen acıyı ateşle içer.
Bir damla içen bütün dünyadan vazgeçer.
Buldum diyen bu kapıya ram olsa da.
Gerçek aşk dilden değil yürekten geçer.
Şair: Zekeriye Tek
Koyu lacivert gecelerim bir sonbahar sabahı gibi yağmurlu.
Sari kahverengi kederli sabırsız bir papatya gibi buğulu.
Koyu lacivert gecelerim bir sonbahar sabahı gibi umursuz.
Bazen zehir zemberek bazen deli dolu bazen umutsuz.
Biraz toz pembe gecelerim biraz beyaz biraz da fülu.
Yine bir Ramazan gecesi kalplerde itminan.
Kulluğun acizlik içinde Allah'a olan özlemi.
Aklımın üzerinde merhamet gölgesi.
Gözümde gönlümde Peygamber şefkati.
Yine bir Ramazan gecesi aşkla yanan muhabbet.
Cezbeye kapılan nedamet damlacıkları.
Nuru Ahmet'tir
Feyizyab olmayan Kevser'de üzülür.
İlahi beyandır.
Yüz çeviren ötelerde dökülür.
Bir şarttır.
Ahdini bozan girdaplarda boğulur.
Gönül bahçeme bir nazarinla baktin.
Şem-i kalbimi öylece - heyhat - nadan bıraktın.
Şimdi hicr ile kastettiğin yıkılmış bir hanümanım.
Zira içimdeki kor ateşi sen yalnız bıraktın.
Azim ile kastettiğin
- farkında değilsin ama - benim şemsi siracım.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!